“Belli kesim” yine Türk halkının sinir uçlarıyla oynuyor..
Taktik ve amaç yine aynı..
Toplumun hassas olduğu (veya olabileceği) herhangi bir konuyu ortaya atarak “tarafları çatıştırmak” istiyorlar..
Üzülerek söylüyorum; “vatanını ve milletini seven çoğu kişi” bu tuzağa balıklama atlıyor..
Son 8 yılda bunu defalarca yaşadınız..
“Unutulmaya yüz tutmuş bir konu durduk yerde niye birdenbire ortaya atıldı, hayrola Danıştay bu ne iş, 4 yıldır önünüzdeki dava dosyası yeni mi aklınıza geldi” diye kimse sormuyor, düşünmüyor..
…
Bugün, bu “andımız”la ilgili birkaç kelam da ben edeceğim..
Ama, baştan söyleyeyim; “ne kaldırılması ne de devam ettirilmesi” konusunda hiçbir sonuç belirtmeyeceğim..
Anlattıklarımdan “sonuç”u siz çıkaracaksınız..
…
SİYASİ BİR KARAR MI?
1933’te yazılan, 1972’de güncelleştirilen, 1997’de bir kez daha güncelleştirilen, “80 yıl boyunca ilkokullarda her sabah” okutulan ve “Türk’üm doğruyum, çalışkanım” diye başlayan andımız, 2013 ekim ayından itibaren kaldırılmıştı..
Sayıştay 8. Dairesi, “okullarda öğrenci andının okunması uygulamasını kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması istemini” 2014 ekim ayında oy çokluğuyla reddetmişti..
Birkaç gün önce ise..
Aynı 8. Daire, “Türk Eğitim Sendikası’nın açtığı iptal davası”nı kabul etti ve 4 yıl önce verdiği kararın tam aksine, “andımızın okullarda okutulması” yönünde karar verdi..
Gerekçe olarak da, “1933 yılından bu yana uygulandığı için, kaldırılmasını gerektirecek bir inceleme ve tespit bulunmaması”nı gösterdi..
…
Ve manzaramız şu:
Bu gerekçeyi yeterli bulmayan taraflar, içinde “Türklük” ve “Atatürk” gibi toplumun hassas olduğu ifadelere körü körüne bağlı olanlar arasında bir çekişme/çatışma başladı..
Ak Parti ve Erdoğan’ı sevmeyenlerle bu ülkeyi çatıştırmak isteyenler “amaçlarına” ulaşmak için inanılmaz boyutta bir algı operasyonu sürdürüyor..
Özellikle, Devlet Bahçeli’nin de uygulamanın yeniden getirilmesi yönündeki karara olumlu bakarak, ittifak yaptığı parti ile aksi bir görüş bildirmesi, “özellikle son 8 yılda elde edilen kazanımları ortadan kaldırmak isteyenler”in ekmeğine yağ sürdü..
Ak Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş da, Danıştay’ın “andımız” için verdiği kararla siyaset yapmayı imkansız hale getirdiğini, bürokratik oligarşinin devreye girdiğini, yargıç egemenliğine dayalı yapının oluşması için birilerinin düğmeye bastığını söyledi..
…
ANDIMIZ VE SONRASI
Bütün bu gelişmeleri izliyorsunuz..
Bunları aklınızın bir köşesinde tutun..
Şimdi sizlere “muhakeme etmeniz” gereken gerçeklerimizden/yaşanmışlıklarımızdan örnekler vereceğim..
Bu “andımız” uygulaması devam etsin mi etmesin mi kararını siz vereceksiniz artık..
…
1- Andımız, “Türk’üm doğruyum çalışkanım” diye başlıyor..
Vergi kaçırmaktan tutun terazi hilelerine ve fırsatçılığa kadar her türlü ahlaksızlığı yapıyoruz..
Okullarda bayrak töreniyle andımızı okutan öğretmenler, makbuzsuz para toplamaktan “anlaştıkları” kitap ve kırtasiyecilere öğrencileri yönlendirmeye kadar her türlü “doğru olmayan” uygulamayı devreye sokuyor..
Kamuda çalışanlara Vali’nin getirdiği “kahvaltı ve sigara” yasağı, bu ülke halkına yapılan haksızlığı belgeliyor..
Yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz bütün ürünlerde her türlü hileyi yapıyoruz..
Hani nerede bu “doğru ve çalışkan Türk?”
…
2- Andımız, “ilkem küçüklerimi korumak büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi özümden çok sevmektir” diye devam ediyor..
Dönün şöyle bir çevrenize bakın, ama iyi bakın..
Küçüklerini koruyan bir “büyük” veya büyüklerine saygı gösteren “küçük” görebiliyor musunuz?
Peki, yurdunu ve milletini “kendi çıkarından daha çok seven” kaç kişi tanıyorsunuz?
…
MESELE ‘ANDIMIZ’ MI?
Bunlar neyi gösteriyor?
“Slogan”larla peynir gemisinin yürümediğini gösteriyor..
80 yıl her sabah okutulan “andımız”ı neredeyse hiç kimse ciddiye almıyor, dinlemiyor, uygulamıyor..
Öyleyse niye “yeniden uygulansın veya uygulanmasın” diye tartışıyoruz ki?
…
Hukuk devletinde, “şeriatın kestiği parmak acımaz” tamam da..
Siz meselinin hala “andımız” olduğunu mu sanıyorsunuz?
Belli kesim, böylesine “kusursuz bir hamle” ile bizi bize kırdırıyor..
Bunu fark edin artık..