Geçtiğimiz günlerde..
Özellikle devlet daireleri ve hastanelerde vatandaşa “bilerek ve isteyerek” çile çektirildiğini örneklerle anlatmıştım..
Amaçlarının da, “dokunulmazlıkları elden gitmesin diye 657 sayılı yasanın değişmesi için düğmeye basan bu hükümeti yıpratabildikleri kadar yıpratmak” olduğunu vurgulamıştım..
Aynı şekilde..
Yine bu hükümeti halkın gözünden düşürebilmek için, “adliyelerde, insanların sinir uçlarıyla oynayan çok ilginç kararlar” alınıyor..
Bugün de bunlarla ilgili birkaç örnek vermek istiyorum..
“Darbe süreci”nin devam ettiğini, devlet dairelerinde ve adliyelerde“darbeci yapı”nın hala faaliyette olduğunu ve “temizlenmesi gerektiğini” göreceksiniz..
…
TECAVÜZ DARP VE BORÇ
Adı Recep Sert..
Türkiye’nin beşinci yüz nakli yapılan kişisi..
1500 TL’lik bir hacizden dolayı cezaevine atıldı..
Bunu duyan vatandaş diyor ki:
“Devleti ve insanları binlerce-milyonlarca lira dolandıranlar yakalanıp serbest bırakılırken, 1500 TL için garibanı hapse gönderiyorlar.. İşte Ak Parti adaleti..”
…
10 yaşında bir kız çocuğu, Antalya’da yaşadıkları apartmanın kapıcısı tarafından cinsel tacize uğradı..
Sistematik bir şekilde başlayan tacizler, sonunda tecavüze kadar gitti..
Her türlü rapor mevcut, Adli Tıp “çok net fiili livata var” diyor..
Psikiyatrist raporları da var..
Küçük kızın defalarca ifadesi alınmış, o yaşta bir çocuğun asla bilemeyeceği detaylar anlatmış..
Olay şu anda yargı sürecinde..
Ama, küçük kızın annesi hem kapıcının, hem kapıcının yakınlarının, hem de kapıcının avukatının kendisini tehdit ettiğini söylüyor..
Kapıcı şu anda tutuklu..
Ama vatandaş şunu söylüyor:
“Bu Ak Parti’li yargıçlar yakında onu da serbest bırakır..”
…
Bunları niye söylüyorlar?
- Sokakta kadına yumruk atıp giden öğrenci serbest bırakıldı..
- Adamın kulağını ısırarak kopartan kişi serbest bırakıldı..
- Çocuğunu öldüresiye döven baba serbest bırakıldı..
- Çocuğuna cinsel tacizde bulunan adam serbest bırakıldı..
- Engelli kişiyi darp edip soyan hırsız serbest bırakıldı..
Evet, hepsi “adli kontrol” şartıyla ve “tutuksuz yargılanmak” üzere serbest bırakıldı, ama hadi bunu vatandaşa anlatın anlatabilirseniz..
“İnsanların sinir uçlarıyla oynayan olaylara toplum vicdanını rahatlatacak kararlar” verilmezse, halk bu ülkeyi yönetenlere güvenemez..
Hükümet, “yasalar böyle” diyerek geçiştiremez..
Eğer yasalarda bu tür insanları serbest bırakan hükümler varsa, TBMM’de yasayı değiştirir, “toplum vicdanını rahatlatacak” hale getirir..
Böylece, “darbe sürecini devem ettirmeye çalışan”lara da fırsat verilmemiş olur..
…
TRAFİK VE CEZALAR
Benzer mahkeme kararları “trafik” konusunda da var..
Aynı konuda farklı karlar verilmiş..
1- Kırıkkale Barosu’na kayıtlı Avukat Ali Can Çiçek, aracıyla saatte 122 kilometre hızla seyir halindeyken radara yakalanmış..
Kendisine 206 lira idari para cezası kesilmiş..
Çiçek de, yolda hız limitini gösteren bir levha olmadığını belirterek kararın iptal edilmesi için Sinop Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurmuş..
Hakim cezayı iptal etmiş..
Neden?
Hâkim kararında, “hız limitinin 110 kilometre, % 10 yasal tolerans ile 121 kilometre olduğunu” belirterek sürücünün hızının 122 kilometre ölçüldüğü ve sınırı sadece 1 kilometre ile aştığını dikkate almış..
Ve “1 kilometre hız aşımının da makul karşılanabileceğine” kanaat getirmiş..
…
2- Yer Antalya..
Havalimanı çevresinde Antalya-Alanya yolu üzerinde bir araç 73 kilometre hızla gittiği için ceza yemiş..
O yolda hız limiti 70 kilometre..
Ceza yazan memur, Sinop’taki hakimin belirttiği o yüzde 10’luk toleransı tanımamış..
…
3- Üniversite’nin önünden Konyaaltı sahiline inen yolda yine bir araç 90 kilometre hızla gittiği için ceza yemiş..
Yolda hız limitini gösteren bir levha olmadığını belirten sürücü cezaya itiraz etmiş..
Hakimin kararı:
“Trafik memuru kanaatini böyle kullanmış, itiraz reddedilmiştir..”
…
BUNLARI İYİ KULLANIYORLAR
Gördüğünüz gibi..
Benzer olaylara yargının verdiği kararlar çok farklı..
Bunu gören/duyan vatandaş da isyan etmekte, “bu ülkede adalet yok” demekte yerden göğe kadar haklı..
Bir yandan benzer olaylara farklı kararlar, diğer yandan toplumu rahatsız eden olaylarda verilen “serbest bırakma” kararları önce yargıya, sonra da hükümete olan güveni sarsıyor..
Hükümeti devirmek isteyen “kitle” de bu durumu gayet güzel kullanıyor..
Bu olaylar yayılarak, “hükümet aleyhine yapılan algı operasyonları” ile halkın kafası bulandırılıyor..
Eğer, kısa süre içinde bu konularda “toplum vicdanını rahat ettirecek” yasal düzenlemeler yapılmaz ise, önümüzdeki seçimde bu hükümet istediği sonucu zor alır..
Benden söylemesi..