Nebi Karakaş’ın bu paylaşımını herkes okumalı..
Çok eskilere gitmeden, Cumhuriyet tarihimizin temellerinin atıldığı günleri anlatıyor..
Eğer o günlerde yapılan “operasyonlar”ı iyi bilirsek..
O günlerde olduğu gibi, bugün de niye 7 düvelin üstümüze bu kadar ısrarla/darbelerle geldiğini daha iyi anlayabiliriz..
“İçimizdeki hainleri kullanma” taktikleri değişmeden devam ediyor..
Bunu görebilirseniz, sistemin niye değişmesi gerektiğini anlar ve “bağımsız” yaşama hakkına da sahip olabilirsiniz..
Yok, “eski sistem devam etsin” der ve bunu savunanların peşinden giderseniz, işte bu yazı “aslında kimin peşinden gittiğinizi” ve neyle karşı karşıya kalacağınızı çok iyi anlatıyor..
Örneğin; 1923'te kurulan TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletine, Kasım 1908'de Osmanlı toprağında kurulan bir bankanın isminin verilmesi bir tesadüf müdür?
Bunları sorgulayıp anlayacak gençlik lazım bize..
Bence bu paylaşımı bir kez değil, birkaç kez okumalısınız..
…
“TURKEY” TÜRKLERİN Mİ?
Kasım 1908..
Meşrutiyet ilan edileli üç ay olmuş..
İstanbul'da hareketli saatler..
Çünkü yeni bir banka kuruluyor..
Henüz “Turkey” devleti dünya literatüründe yok..
İstanbul'da “National Bank of Turkey”in (Türkiye Milli Bankası) açılışı yapılıyor..
Yani, bu ülkenin adını taşıyacak harfler önce bir bankanın tabelasına yazılıyor..
Topraklarımızdaki petrolün işletilmesi görevi ise,“Turkish Petroleum Company”e ait..
Görüldüğü gibi, onun adının başında da "TÜRK" var..
Ama, banka da şirket de “İngiliz”lere ait..
Üstelik, Osmanlı imparatorluk sınırları içinde tam yetkili..
“O petrolü çıkarıp satacak, gelen para yeni kurulan TÜRK MİLLİ BANKASI'na yatacak..”
Kulağa çok hoş geliyor, değil mi?
…
HAİN FİNANSÖRÜ VE HAİNLER
Bankanın yönetim kurulu başkanlığına atama yapılıyor..
Adı, Sir Henry Babington..
İngiltere kraliçesinin Sömürge Bakanlığı'nda Hindistan Genel Valisi olarak görev yapan Lord Elgin'in yanında yıllarca çalışıp pişirilmiş bir beyefendi..
“Trans-vaal Savaşı”nı yöneten kabinede Kraliçe'nin Hazine Bakanlığı'na terfi etmiş..
(Trans-vaal Savaşı; İngiliz-Boer savaşı olarak da bilinir.. Güney Afrika’da 1899-1910 tarihlerinde gerçekleşen elmas ve altın kontrolü üzerine yapılan bir savaştır..)
Artık piştiğine göre, "Yeni sömürge adayı”na atanması lazım..
İşte tutmuşlar onu (Sir Henry Babington’u) bizim topraklara göndermişler..
Adam sömürgeleştirmeden ve PARA'dan çok iyi anlıyor ya..
Adı "TURKEY" olan bankanın başına oturtmuşlar..
Burada gösterdiği büyük başarılar, Sir Henry Babington’u gelecekte “Bank of England”ın en tepesine kadar taşıyor..
Yani İngiltere Merkez Bankası başkanlığına..
Yani Rotschild hanedanının bankasına..
İşte bu Sir Babington, yönetim kurulu başkanı olduğu TÜRKİYE MİLLİ BANKASI’nın başına hemen bir genel müdür atıyor..
O genel müdürün adı da, Ernest Cassel..
Ernest Cassel, Yahudi bir iş adamıdır ve Kral Edward'ın da yakın dostudur..
Ayrıca Winston Churchill'in da kankasıdır..
Yahudi Ernest'in en büyük özelliği, büyük bir FİNANSÖR olmasıdır..
Sultan Abdülhamid’in devrilmesi için uygulanan PROJE’de paralar hep ondan geliyordu..
Tam on bin altın vererek içeride HAİNLER satın almıştı..
O hainleri de İngiliz Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Lord Sanderson'la görüşme şerefine ulaştırmıştı!
…
SAİD HALİM PAŞA’YA BAKIN
İşte böyle..
Yerli işbirlikçilerin bastırmasıyla bir petrol şirketi ve bir banka ile girdiler bu ülkeye..
Osmanlı topraklarında petrolün haritasını çıkaran bir Padişah'ı devirdiler..
Bu yapı aynı zamanda Cumhuriyet tarihinde birçok bakanı ve müsteşarı tayin eden yapıdır..
Abdülhamid devrilir devrilmez, sadrazamlığa bu yapı tarafından Said Halim Paşa getirilmiştir..
Said Halim Paşa da,“Hazine-i Hassa”ya ait olan bütün toprakların işletmesini “National Bank of Turkey”e vermiştir..
Yani; adı Türk olan, bir Yahudi’nin genel müdürlüğünü yaptığı İngiliz bankasına..
…
KARARINIZ KADERİNİZ OLACAK
Nebi Karakaş diyor ki;
“Yukarıda anlattığım tüm olaylar Selman Kayabaşı'nın 6. baskı yapan ‘OPERASYON’ adlı kitabında yazıyor..
Okuyun ve ağlayın..
Eğer adı TURKEY olan bankanın arşivleri açığa çıkarsa..
1-‘Milli Mücadele’de efsaneleşen bazı isimlerin..
2- İttihat ve Terrakki’ci olup bize kahraman diye yutturulan bazı komutanların..
“Aslında nasıl birer hain olduğunu” ibretle göreceksiniz..
Hain yaftası vurulan subay ve komutanların ise, hangi amaçla karşı tarafa sızdırıldığını da çok iyi anlayacaksınız..
Bu bankalardan hisse ve maaş alan Türklerin ve aydın(!)ların varlığı DA sizi çok rahatsız edecek..”
…
İşte söylemeye çalıştığım bu..
O gün nasıl bir operasyon yapıldıysa, bugün aynı operasyon devrede..
Bize ısrarla, “sistemi değiştirmeyin sömürge olarak kalın” diyorlar..
2019 Kasım’ında yapacağımız seçimde işte buna, “sömürge olarak devam mı edelim, bağımsız mı olalım”a karar vereceksiniz..
Seçim sizin..
insan utanır çalmaya çırpmaya kopyala yapıştır yapmaya utanmıyor musun selman kayabaşı karar odasından