AK Parti hükümetlerinin en önemli icraatlarından birisi hiç şüphesiz sağlık alanında olmuştur. Vatandaşlarımızın sosyal devlet anlayışı çerçevesinde sağlık hizmetlerine ulaşması, şehir hastanelerinden semt polikliniklerine sağlık yatırımları ve sağlıkta dönüşüm, tabana yayılan hizmet, muhalefetin bile inkâr edemediği bir hakikattir. Gerçi pandemi sonrası her ay tekrarlanan doktor grevleri, bazı branşlarda MHRS’de zamanında alınamayan randevular, vatandaşlarımızın canını sıksa da; acil sağlık hizmetleri ve halk sağlığı alanında her şey güllük gülistanlık değilse de; genel sağlık hizmetleri memnuniyeti yine de yüksek oranlarda yansımaktadır.
Sağlık alanında yaşanan olumsuzluklar irdelendiğinde, Bakanlık merkezli birtakım yönetimsel sıkıntıların yerele yansıdığı gerçeği ile karşı karşıya kaldığımızı belirtmemiz gerekiyor. Zira denetlenebilirlik, şeffaflık ve liyakat ilkeleri çalışmıyor. Teftişte de, temsilde de yeterlilikte de ciddi sıkıntılar var. İşimizin doğası gereği, her alanda olduğu gibi yerelde sağlık yönetimi ile ilgili konuları, yazıları ile en fazla gündeme getiren bir gazeteci olarak, vatandaştan sağlık çalışanına, tarafımıza ulaşan ihbar, bilgi ve şikayeti birebir inceleyen, araştıran bir kardeşiniz olarak yazılarımızı kaleme alıyor, kamu vicdanı adına, sorulması gereken soruları sorup ilgililerinden cevaplar bekliyoruz.
Yine ve yeniden bir yazı serisi ile şikâyetleri irdeleyeceğimizi belirterek, hafıza tazelemesi ile geçen hafta başlamıştık söze. Yazımıza gelen yorumlar, bize ulaşan bilgiler, belgeler, kulağımıza çalınan sesler, doğru yolda olduğumuzu teyit ediyor. Bu yazımızla da huzurunuzdayız.
Gelelim yapıl/a/mayan ihalelere. Yemek ihalesi gibi 'laboratuvar ihalesi’nin de pazarlık usulü ile devam ettiği gelen bilgiler arasında. Sn. yetkililer; hizmetin devam etmesi, sekteye uğramaması bahanesine, hadi bir olmadı, ikinci kere sığınırsınız. Allah aşkına ikişer aylık dönemler halinde laboratuvar ihalesini pazarlıkla devam ettirmenin adı nedir? Bir genel ihalenin hazırlık aşaması dahil, ihale yapım süreci ortalama 6 aydır. Nerdeyse ikinci altı ayı devirirken, hala laboratuvar ihalesini neticelendirmemiş olmak, becerememek mi? Engellenmek mi? Ranta teslim olmak mı? Adı ne olursa olsun tartışılır hale gelirsiniz.
Hastaneleri başıboş hale getirmek, yapılmayan ihalelerde yetki devri yaparak bu enflasyonist ortamda hastane bütçelerini firmaların insafına bırakmak ne devletçiliğe, ne de milliyetçiliğe yakışır. Merkezi ihaleleri yapamayarak devleti fazla ödemelere maruz bırakmak, kaynakların doğru kullanılmaması, başlı başına başarısızlıktır. Kamu zararıdır. Üstelik bu sadece Mali Hizmetlerin sorumluluğu da değildir. Müdüründen personeline, siyasetinden bakanlığa kadar, her kesimin sorumluluğu ve dikkatini gerektirir. Birileri de başarısız olunsun diye operasyonlara teşne oluyorsa bunun adı da açıkça ihanettir.
Asap bozan, can yakan uygulamalarla devam edelim. Zira görünen o ki, hastalık devam etmekte… Ahbap çavuş ilişkileri ile yürütülen, siyaset ve sendika referansları ile hastanelerden il sağlık müdürlüğü emrine çekilen, torpilli personel uygulamaları tam gaz devam ediyor. “Gürbüz” bir sesle hastanelere gelen telefonlar Müdür beyin talimatı diye iletiliyor. Gerçekten talimat mı? Birileri mi memnun ediliyor? Kimse sorgulayamıyor. Adalet, hakkaniyet hak getire... Hastanelerde nöbet listeleri alt üst olmuş, personel planlaması sekteye uğramış, çalışanlar arasında memnuniyetsizlik had safhaya ulaşmış, kimin umurunda! Yıllarını mesleğe adamış, özveri ile hastanelerin çilesini çekmiş, gece gündüz demeden işini hakkıyla yapan personel, acil servislerde, yoğun bakımlarda, gece nöbetleri ile boğuşurken, mesleğe yeni başlayan 2-3 yıllık hemşireler sırf birilerinin yakını, tanıdığı diye adeta çiftliğe dönüşmüş olan müdürlüğe transfer ediliyor.
Sayın Müdürüm!
Son birkaç ayda, hastanelerden müdürlük emrine çekilen personel sayısını ve bunların referanslarını açıklayınız. Gerçekten ihtiyaca binaen mi bu görevlendirmeler yapılıyor? Kriter nedir? Bu personellerin özellikli vasfı nedir? Neye göre bu görevlendirmeler yapılmaktadır. Yoksa bir baskıya mı maruz kalıyorsunuz? Gerçekten sizin talimatınız mı? Yoksa iddia edilen “Kast teşkilatı”, “üçlü çetenin” marifeti mi? Biz de bilelim, kamuoyu da öğrensin.
Size, yönettiğiniz kuruma, dışardan gelen müdahaleler “varsa” yapılan baskıları hep beraber kamuoyu önünde irdeleyelim. Şahsi çıkar, menfaat ya da itibar adına devreye giren birileri varsa, hak ve hakkaniyet adına ipliğini pazara çıkaralım. Biliyor ve susuyorsak da vebali susanlara… Emin olun, bu iyi niyetli samimi bir çağrıdır. Bekliyoruz efendim listeyi. Referans olan, talepte bulunanları yazmayı sakın ihmal etmeyin ki, kimler bu işlere yelteniyor, çalışma barışının bozulmasına neden oluyor, herkes bilsin.
Sormaya devam edelim. Personel Hizmetleri Başkanı Sn. Dr. İbrahim Çetin. Bakanlık kriterlerine göre en son aldığınız yönetici puanınız nedir? Kurumunuzda ve hastanelerde yapılan görevlendirme ya da personel atamalarına ilişkin bir yol haritanız bir planlamanız var mı? Gelen talepleri kimle ve neye göre, istişare ederek mi değerlendiriyorsunuz? Müdür beyin talimatı mı? Atamalarda, görevlendirmelerde ricalara, yönlendirme veya baskıya maruz kalıyor musunuz?
Zira sizinle ilgili tarafımıza ulaşan yorum ve bilgilendirmeler çok enteresan. Özellikle Müdür beyin başarısız görünmesi ve eleştirilerin odağına oturması için bazı kesimlerle, bazı birimlere operasyon çektiğiniz dile getiriliyor bu çok ciddi bir iddia. Ünal beye, İsmail beye, hatta iktidar partisinin Antalya Milletvekillerine, Hacer hanıma, Esin hanıma vb. dair, başkaları yanında söylediğiniz iddia edilen ifadeler kurmaca, sizi karalayan ve size atılan iftiralar mıdır? Yoksa bu sözler size mi aittir? İnsanların kişilik hakları, özel hayatları ve hatta ahlakları ile ilgili hep yorum yapar mısınız? Duyduğunuz her şeyi söyler misiniz?
Birileri hala daha bu olumsuzlukları örtbas etmeye, gözden kaçırmaya çalışıyorsa ve gereğini yapmıyorsa tuz bile koktu demektir. Vesselam…
Ankara ziyareti yanlış olmuş.Zaten güvenilen dağlar oralar.Bak hava çarpmış seni de.Zirve bilmeli.Bak yazmaz kimse...
Yaz baba yaz. Laboratuvar ihalesini yaz
Daha neler neler vardır kim bilir.!? Memleketin hiç bir yerinde ne huzur nede liyakat var çokta şey etmemek lazım :)
Hidayet Bey Antalya'da sağlık camiasının yaşadığı sıkıntı ve problemlerini dile getirdiğiniz için sizi tebrik ediyorum.. Tespitleriniz, değindiğiniz noktalar size ulaşan bilgiler doğru yolda olduğunuzu teyit ediyor. Yazmaya devam edin lütfen. Yazın ki düzelsin. Yazın ki siyasetinden bürokratına karar vericiler gereğini yapsın. Susa susa, gördüğümüz yanlışlara yutkuna yutkuna bu hale geldik. Gücü elinde bulunduranlar bu sayede azdıkça azdı. Artık yüzleri bile kızarmıyor. yazın Lütfen Belki kurtulur gemi.
Yorumları yayinlamayacaksaniź ya da yayınlanan yorumları silecekseniz yorumlar bölümünü kapatın. Sizin gibi cesur bir gazeteci yorumlardan çekinmemeli