Beni dikkatle takip edenler bilirler. Bugüne kadar ne “Ergenekon” denilen mesele nede son dönemde siyaset dünyamızı sarmalayan “Kaset” konularına girmedim. Sadece CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın başına gelen olay sonrası (Antalya Milletvekili olduğu için) mecbur hissedip, birkaç yazı hazırladım.
MHP’yi sarsan “kaset meselesi” ilk gündeme geldiğinde, doğrusunu isterseniz ardından gelen istifalar beni hiç üzmedi. “Bu ülkeyi yönetmeye talip, örnek olması gereken kişiler, özel hayatına da dikkat etmelidir. Etmeyen bunun sonucuna katlanmalıdır” diye düşündüm. Bu düşüncemde bir fark yok. Ancak özellikle son birkaç gündür o düşünceme, bir endişe eklendi. O endişe MHP üzerinde bir oyun oynanıyor olmasıdır. Bu oyunun amacıdır.
O amaç nedir?
Bence o amaç çok nettir. Birileri yaklaşan seçimlerde MHP’nin baraj altında kalmasını istemektedir. Buna yönelik çok ciddi hazırlıklar yapıldığı açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Çünkü: Mesele bir iki kişinin özel hayatından çıkıp, bugüne kadar 10 ayrı istifaya neden olmuştur. MHP’nin sayısı 15 olan Başkanlık Divanı, 7’ye kadar düşmüş ve karar alamayacak hale gelmiştir. Bu noktada aklı başında herkesin meseleye iki yönden bakarken, biri ile ilgili geçici de olsa ciddi bir karar vermesi gerekir. Meselenin bir boyutu, MHP Genel Merkez Yönetimi’nde bu kadar insanın özel hayatında hatalar olmasıdır. Bununla ilgili hiç kimsenin söyleyecek lafı yoktur, olamaz. Bu elbet de büyük bir yanlıştır. Diğer yönü ise birilerinin belki de aylarca bu konunun üzerinde çalıştığı, takip yaptığı, belki de dinleme yaptığıdır. Profesyonel ellerin bir çalışma yürüttüğüdür.
İşte bu noktada ben MHP’li bir seçmen olsam, Başkanlık Divanı üyelerimin yaptığı hataları en azından 12 Haziran’a kadar unuturum, yada dikkate almam. Bunun hesabını partiiçerisinde sormak için seçimlerin bitmesini beklerim. Bugün sadece partim üzerinde oynanan oyuna odaklanır, bu oyunu bozmak için 12 Haziran’a kadar gece, gündüz çalışırım. Partimin barajı aşması için tarihi bir sorumluluğum olduğunu unutmam.
Buradan bir gazeteci olarak MHP’li seçmenlere seslenmek de, bana göre tarihi bir sorumluluğun gereğidir.
Biliyorum Antalya’da da, parti Genel Merkezi’nin belirlediği aday listesi, parti tabanının tasvip etmediği isimler ve tasvip etmediği bir sıralamadan oluştu. Buna tepkileri var, haksız da değiller. Ancak iş öyle bir hale geldiki, MHP’ye gönül veren insanlar bir anda belki de partilerine sahip çıkmaları gereken en kritik seçimle karşı karşıya kaldı. Bunu çok iyi tahlil etmeleri, bunu çok iyi görmeleri lazım. Bu bilinç içerisinde seçime asılmaları ve gece, gündüz çalışmaları lazım. En azından kişisel oylarını heba etmeleleri lazım.
Bunları yazıyorum ancak ben MHP’nin bir baraj sorunu yaşayacağına da inanmıyorum. Daha önce de birkaç kez dile getirdim. MHP bu seçimlerde barajı aşacaktır. Ancak bu durum benim gibi düşünen hiçbir MHP’lide rahatlık yaratmamalıdır.