Bir basın bülteni ve o bülten içerisinde elime kalem alıp, ilk okuyuşta tespit ettiğim 50’nin üzerinde yalan, yanlış, iftira ve oyun içinde oyun.
Hepsini buradan tek tek yazamazmıyım?
Elbet de yazarım. Elbet de günü gelince yazacağım da. Ancak o çatlasın, o patlasın, o hasedinden ne hale gelirse gelsin, bu konularda bir şey demeyeceğim. Zaten çok şey söylemeye de gerek yok. Ben cevaplarımı bundan önce Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bir suç duyurusunda ilgili makamlara verdim. Bundan sonra da bana ilgili makamların bir sorusu varsa, ancak onlara cevap veririm. Emin olun, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da veremeyeceğimiz tek bir hesabımız yok. O bilgisizce konuşmaya devam etsin, o kimlerin tuzağına düşüp de, bu kadar mantıksız laflar ediyorsa, devam etsin. Hiç umurumda değil. Elbet de bir gün bu konuların ilgili makamlarla işi biter. İşte o zaman kamuoyuna da tek tek bilgi sunulur.
Yıldıray efendi dün, “Ben Savcılık’tan dosyaların resmini çektim. Bu belgeleri oradan buldum. Benim de adamlarım var” demiş. Buradan suç duyurusu yapıyorum. Çünkü CHP Antalya Milletvekili adayı “hırsızlık yaptım” diyor. Üstelik hırsızlık yaptığı makamı da, Cumhuriyet Savcılığı olarak açıklıyor. Daha ne diyeyim?
Benim bu konularda sözüm bellidir. Bir iddia varsa, o iddianın sahibi, iddialarını ispat etmekle mükelleftir. Aksi takdirde benim dünya görüşüme göre ispat etmediği sürece namussuz, haysiyetsiz ve şerefsizdir.
Buradan Yıldıray Sapan’a tek bir konuda cevabım var.
“2008’deki 7.2 milyon lira, 2009’un 3 ayındaki 9.5 milyon lira bugün nerelerde kullanılıyor acaba? Yada bu paraların 14 milyonu Kıbrıs Magosa’da yapılan 350 odalı bir otelin Zehra Çiçek adına yüzde 25 hissesinin alımına mı aktarıldı? Yok hayır diyorsan ve yüreğinde yetiyorsa çık açıkla”
Senin gibi üç kuruşluk adamlara karşı benim yüreğim her zaman yeter hiç ama hiç merak etme.
Zoruna mı gidiyor kardeş?
İspata davet etmem zoruna mı gidiyor?
Bak bir daha söylüyorum.
2008’deki 7.2 milyon diyorsun, 2009’un 3 ayındaki 9.5 milyon diyorsun. Bu tek kelimeyle YALAN.
İspat etmek zorundasın. Etmezsen, sözüm bellidir. Defelarca tekrar ettim. Bir daha yazmama gerek varmı?
Otelden söz ediyorsun.
Sözüm bellidir. Bu kadar büyük bir YALAN söyleyen kişinin, tek çaresi vardır. Ortaya ispat koymak. Ya koyarsın, yada benim laflarımı yalar, yutarsın. Karar senin.
Dünkü toplantıda anladımki, sen büyük bir oyuna geliyorsun. Yada aklını tamamen kaybetmiş bir adamsın.