Antalya neden bu kadar göç alıyor. Göç ve bunun getirdiği problemler nasıl çözülüyor, devletin kurumları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının projeleri başarılı mı?
Göç ne zaman, neden başladı?
Ülkemizde 1950’lerde başlayıp 1990’lara değin uzanan kentleşme süreci pek çok sorunun yaratıcısı olmuştur. Kırsaldaki nüfus artışı, tarımda makineleşme gibi nedenlerle mevcut topraklar parçalanmış ve parçalanan toprakların yeniden belli ellerde toplanmasıyla toprak sahipliği yapısında bazı değişimler meydana gelmiştir.
Bu değişimler, kırsal alanda büyük bir kitlenin yetersiz miktarda toprak sahibi olmasının sonucu olarak geçinememesine veya işsiz kalmasına neden olmuştur. Bu yapı kırdan kentlere olan göç olgusunu körüklemiştir.
Göç, kentsel mekanda yeni sorunlar başlatmış, öncelikle yeni gelenler için barınma ihtiyacının karşılanmasını gerektirmiştir. Kentlerdeki konut ihtiyacı ekonomik, bürokratik önlemlerle tatmin edilemediğinden giderek artan bir konut açığını doğurmuştur.
Bu açık, halkın bilgi, görgü ve imkanı ölçüsünde üretilen çözümlerle kapatılma yoluna gidilmiştir. Bunun sonucunda da kentlerin içinde ve çevresinde çarpık bir yapılaşma başlamış, yeşil alanların sorumsuzca tahribi ve arsa spekülasyonları gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkmıştır.
Çarpık yapılaşma İmar Barışı ile biter mi?
Ülkemizdeki imara aykırı yapıların yüzde 50’nin üzerinde olduğu bilinmektedir. Bu da yaklaşık olarak 13 milyon bağımsız birime tekabül etmektedir. Bu yapılarda daha çok dar gelirli vatandaşlar oturmaktadır. Antalya’da da gerek merkezde gerekse de ilçelerde başkasının mülkünde, hazine, vakıf, belediye arsasında binlerce yapı vardır.
Bu köklü reformla bu sorunları çözdük. Yarın ne olacak mesele o.
Kentler arasında iç göç hala sürüyor. İnsanların konuta olan ihtiyacı her zaman olacaktır. Gelecek günlerde veya yıllarda rantın en yüksek olduğu kentlerin başında gelen bu Antalya olur başka şehir olur kaçak çarpık yapılaşmanın olmayacağının bir garantisi var mı?
‘Boşver yarın bir af çıkar öderiz’ diye düşünenlerin çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bankaların konut kredilerini yüzde 0,98’e çekmiş olması yeterli değildir.
Yüzde 0,40 bu sorunu kökünden kazır diyorum.