Havalar her geçen gün biraz daha ısınırken Antalya için de deniz sezonu açıldı diyebiliriz. Yüzmeyi, Devlet Su İşleri’nin su kanallarında ve Aksu Çayı’nda öğrenmiş birisi olarak, her yıl yaşanan üzücü boğulma olaylarının yaşanmaması için ilgili kurum ve kuruluşların gerekli tedbir ve önlemleri almaları gerekiyor.
Yüzmeyi kanallarda ve çayda öğrendi eleştirisinde bulunabilirsiniz. Bir tane yüzme havuzumuz vardı o da Konyaaltı’ndaki Süleyman Erol Yüzme Havuzu. Bugün Antalya’nın birisi Kepez’de diğeri de Muratpaşa’da yüzme havuzları var. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 5 bin kişilik Tam Olimpik Yüzme Havuzu Projesi var o da önümüzdeki yıllarda temeli atılarak tamamlanmış olacak. Bekliyoruz bu güzel yatırımın başlanıp bitirilmesini.
Antalya’da en fazla suda boğulma vakaları kırsalda yaşanıyor, DSİ’nin Antalya’yı ağlar gibi ören eski ve yeni yapılmakta olan su kanalları, baraj ve gölet inşaatları var.
Bu alanlarda suya girmenin tehlikeli ve yasak olduğu uyarıları levhaları konulmalı hatta bununla da yetinilmeyip özel bir ekip bile kurulması gerektiğini düşünüyorum.
İlçe belediyeler de üzerine düşeni yapmalıdır.
Antalya Valiliği de bu konuyla ilgili olarak önümüzdeki günlerde yayınlayacağı genelgeyle de hangi kurum ve kuruluş sorumlu, alınması gereken önlemleri duyuracaktır. Bu çocuklar hepimizin, dikkat çekmek istedim.
Çocuklarımız boğulmasın.
Bu uyarıları bir kenarda tutalım içinde yüzmenin de olduğu eğitim sistemini incelediğim İngiltere’de çocuklara gösterilen ilgiyi anlatayım.
Ada ülkesi olan İngiltere’de aileler sportif ve sanatsal aktivitelere çok önem veriyor. Çocuklar çok büyük oranda yüzme, futbol, jimnastik kurslarına katılıyor, piyano, gitar gibi enstrümanlara yönlendiriliyorlar. Okul bünyesinde dahi dönem dönem yüzme kursları düzenleniyor. Okulların büyük bir bölümünde yüzme havuzları var. Koşu kulüpleri oldukça yaygın. Çocuklar hem okulda ders saati sonrası, hem dışarıdaki kulüplere katılarak koşuyor, spora oldukça yatkın olarak yetişiyorlar.
Biz hala çocuklarımız su kanallarına, süs havuzlarına girmesinler diye uyarı üstüne uyarı yapaduralım. Bir baştan bir başa onlarca plajları olan Antalya’da kaç tane cankurtaran var bu da üzerinde tartışılması gereken ayrı bir konu. Her şeyin başı eğitim diyorum.