Başlıktaki cümlenin sahibi Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır. Çandır bu ifadeyi sık sık kullanıyor. Keza, Antalya Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin de, benzer şekilde Antalya’nın ülke ekonomisi içerisindeki önemine işaret eden açıklamalar yapıyor…
Kent ekonomisine yön veren başkanların sürekli olarak ‘Antalya’ vurgusu yapıyor olmasının haklı nedenleri var. Çünkü yıllardır ülke ekonomisine katkısının sadece çok küçük bir bölümünü geri alabilen Antalya, Rusya ile yaşanan krizden de en fazla etkilenen il oldu.
Bugünlerde ilişkiler yeniden rayına oturtulmaya başlanmış olsa da başta tarım ve turizm olmak üzere tüm kent ekonomisinde ciddi darboğaz söz konusu.
İşte bunun aşılabilmesi için bir ‘Antalya yaklaşımı’na ihtiyaç duyuluyor. ATB’nin bir süre önce başlattığı ‘Şimdi Antalya Zamanı’ kampanyasının amacı da işte bu yaklaşıma öncülük etmek…
ATB Başkanı Çandır, şu an Antalya ekonomisinin Türkiye ekonomisinden kötü durumda olduğunu vurgulayarak, “Ülke genelinde borçlar 1 yıl erteleniyorsa Antalya’da 2 yıl ertelenmeli” diyor. İki devlet başkanının görüşmesinden sonra Rusya ile ilişkilerin gelişmesinden umutlu olduklarını ancak kısa vadede sonuç alıcı adımları beklediklerini kaydeden Çandır, “Özellikle tarım alanında atılacak adımlar geciktirilirse 2017’yi de kaybedebiliriz” uyarısında bulunuyor.
Çandır, 'Antalya durursa Türkiye durur' sözünü sık sık kullanmasını ise, “Bazen bunu anlatmakta güçlük çekiyorum. Çünkü Antalya gerçekten ülkenin cari açığına yaptığı katkıyla ticarete verdiği destekle, kamuya aktardığı kaynakla önemli rol üstleniyor. Biz yıllardır kamuya 10 katkı yaparken, kamunun bizim verdiğimizden 1'i Antalya'ya yatırım olarak döndü. Elbette ülkenin yapısına baktığımızda bütün şehirler yatırdığını almak durumunda değil. Ama şu anda içinde bulunduğumuz durumda bizim devletimizden bu desteği alma ihtiyacımız var. Bu kurulu kapasiteyi harekete geçiremezsek bundan sonra daha zor günler bizi bekliyor” şeklinde açıklıyor.
Başkan Çandır, ATB’nin yayın organı BORSANOMİ’deki köşesinde de, “’Şimdi Antalya Zamanı’ paylaşımlarım ve gündemde tutma çabalarım, tamamen bu anlayışın bir dışa vurumudur. ‘Şimdi Antalya Zamanı’, Antalya’ya davetin bir anı, dönemi, vakti ya da mevsimi olduğu üzerine değil; her dem Antalya, her daim Antalya ve her zaman Antalya anlayışının bir güncellemesidir” diyor ve soruyor; “Antalya’ya şimdi sahip çıkmayacaksak ne zaman…? Zorluklara karşı Antalya’nın direncini şimdi artırmaya çalışmayacaksak ne zaman…?
Öte yandan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin de, meclis toplantılarında ve çeşitli platformlarda özellikle Rusya krizi ile başlayan süreçte kent ekonomisinin çok zarar gördüğünü anlatırken hükümetin genel tedbirler içerisinde Antalya’ya özel bir parantez açması gerektiğine vurgu yapıyor. Çetin, “Yurt dışında acilen imaj çalışmasına ihtiyacımız var. Uluslararası medyada aleyhimizde yapılan haberler var. Hükümetimizin, tüm kurumlarımızın, STK’ların hatta her bir vatandaşın ülkemizde olan bitenin yurtdışında doğru şekilde anlatılması için sorumluluk alması gerekiyor. Oluşan olumsuz havayı el birliği ile olumluya dönüştürmek durumundayız” ifadelerini kullanıyor.
Özetleyecek olursak; Başkanlar diyor ki, Antalya durursa, Türkiye durur.
Öyleyse şimdi ‘Antalya zamanı’…
Bu senin için bir kolay eleme is veya kisisel proje finansmani bu sezon elde etmek için ariyor firsattir. Ben Noah Blackstein yatirimci ortaklari ve proje finansmani içinde bireyler, sirketler, is ve organizasyon için uzman. Iletisim ilgilenen varsa bize yolu ile e-posta: [email protected]