Hemen her seçim sonrası şu sorular gündeme gelir;
AK Parti nasıl oluyor da bu kadar yıldır iktidarda olmasına rağmen seçim kazanıyor?
Veya bunca eleştiriye, iç/dış saldırıya rağmen Recep Tayyip Erdoğan nasıl başarılı oluyor?
Bu ve benzeri soruların yanıtları aslında ortada, gözümüzün önünde. Son birkaç gündür yaşananlar mesela. Erdoğan ve AK Parti’ye karşı kurulan Millet İttifakı seçimden hemen sonra bitti. Bunu taraflardan ilk açıklayan İYİ Parti Sözcüsü Aytun Çıray oldu. Diğerlerinin nezdinde de bu ortaklık çoktan bitti.
Öte yandan karşı taraf, yani AK Parti/MHP-BBP arasında oluşturulan Cumhur İttifakı ise hala sürüyor. Türkiye’nin yeni sistemdeki ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan dün partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda Cumhur İttifakı’nın bundan sonra da devam edeceğini açıkladı. “Cumhur İttifakı’nı Meclis'te devam ettireceğiz. İttifaklarını pazara kadar sürdüremeyenlerin aksine bu birlikteliğe sahip çıkacağız” dedi...
Anladınız mı aradaki farkı?
Muhalefet partileri ‘öküz öldü ortaklık bozuldu’ diyerek köşelerine ve kendi iç kavgalarına çekilirken, iktidar partisi ve onun tartışılmaz lideri Erdoğan ‘güçbirliği’nin devam edeceğini deklare ediyor. Bunu yapıyor çünkü önümüzde yerel seçimler var. Henüz 8-9 aylık bir süre olmasına rağmen Erdoğan da AK Parti teşkilatları da seçim sanki yarın yapılacakmış gibi çalışıyorlar. Bu, 16 yıldır hep böyle olduğu için AK Parti ve Erdoğan ‘İktidar yıpranır’ tezini tarihe gömdü. Bunun için 16 yıldır girdikleri her seçimi kazanıyorlar…
Belki onlarca kez yazmış veya söylemişimdir, millete rağmen siyaset olmaz. Millete rağmen hiçbir şey yapılamaz. Özellikle sol yelpazedeki ana muhalefet partisi CHP bu gerçeği bir türlü görmüyor/göremiyor. Milletin hassasiyetlerine dikkat etmezseniz ağzınızla kuş da tutsanız başarılı olma şansınız yok. Milletin canını yakanlarla omuz omuza görüntü verirseniz, on binlerce insanımızın ölümünden sorumlu terör örgütüyle bağını inkar dahi etmeyen, adeta onların sözcülüğünü yapan partiyi TBMM’ye taşırsanız 16 değil 36 yıl da geçse sandıktan birinci parti olarak çıkmanız mümkün değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşmasında buna da vurgu yaptı ve “CHP bölücü terör örgütünün gündemindeki partiyi barajın üstüne taşımak için kendisine oy verenlerin bir kısmını oraya yönlendirdi. Bugün CHP sayesinde bölücü örgütün belirlediği isimler Meclis'te milletvekili olarak yer alacak. Ülkesini, milletini, Cumhuriyetini, devletini seven her CHP'liyi, bu utanç için partisinin yönetiminden hesap sormaya davet ediyoruz. CHP bu hesaplaşmayı kendi içinde yapmazsa bölücü örgütle arasındaki bağ taktik olmaktan çıkıp asıla dönüşecektir. Böyle bir durumda CHP'nin varlığının anlamı kalmayacaktır. Türkiye'nin en eski partisini Batı'daki bir avuç marjinalin ve yurt dışındaki bir avuç terör örgütü yöneticisinin oyuncağı haline getirenlerden hem bu millet hem tarih, açık ve net hesabı soracaktır” dedi.
Erdoğan, “Biz seçimlerden başarılı çıkmakla yetinecek ve bunu başarılı sayacak bir parti değiliz. 24 Haziran'ın muhakemesini yapıp gerekli adımları atmak zorundayız. Nerede yanlış yaptıysak bunları düzeltmek ve yerel seçimlere böyle girmek durumundayız. Gereğini yerine getiremezsek kendi ilkelerimiz ve geçmişimizle çelişkiye düşmüş oluruz. Millete yanlış yapan kimsenin AK Parti'de yeri olamaz” ifadelerini de kullandı konuşmasında. İşte iktidarla muhalefet arasındaki bariz farklardan biri de bu. AK Partililer kazandığı halde seçim sonuçlarını tatminkar görmüyor ve bunun muhakemesini yapıyor. CHP’liler ise kaybetmelerine rağmen ‘biz nerede yanlış yaptık, bunu nasıl düzeltiriz’ sorularını sormak yerine enerjilerini iç kavgalarına harcıyor…
Sonra da kalkıp ‘Nasıl oluyor da AK Parti/Erdoğan bunca şeye rağmen seçim kazanıyor?’ diye kahırlanıyorlar…
Şaka gibi…