Elin kolun bağlandığı, gücün var olan duruma alışmak dışında hiç bir anlamının kalmadığı, beynin geçmişe dönük çözümler üretip, dilin bolca ‘keşke’ dediği durum…
Umudun dilendiği son nokta…
Hayatın omuz başlarına çöktüğü, sol yanına koskocaman bir boşluğun gelip yerleştiği, tüm çarelerin, çaresizlik girdabında eriyip bittiği an...
Ne yapsan olmaz. Boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz…
Kısaca ‘ÇARESİZLİK’ diyoruz buna…
Karın boşluğunda ve damarlarda dolaşan cam kırıklarıdır çaresizlik...
Umudunu yitirmektir.
Öyle anlar gelir ki, bazen aldığınız her nefes acı olarak dolar içinize.
Gitmek, uzaklaşmak, kaybolmak istersiniz, yapamazsınız…
Köşe kapmaca oynarken ortada kalan çocuk gibi hissedersiniz kendinizi...
İç hesaplaşma, kendine acıma, kendi kendini yine kendi vicdanının insafına bırakıp tekrar tekrar kendine acıma, kendine acıdığın için kendine kızma, bu kadar güçsüz olabildiğin için kendinden nefret etme getirir çaresizlik..
Etinizi didiklemek için dönüp duran akbabalar gibi dolanır durur başınızda anılar, geçmiş...
Siz ise ölmemek, etinizi anılara parçalatmamak için direnirsiniz..
Bir umut bekler durursunuz…
Gelmeyecek telefonlar, çalmayacak kapılar, açılmayacak kapılar, artık paylaşılamayacak yaşanmışlıklar derdinize ortak çıkar, çaresizliğinizin üstüne bir de umutsuzluk katar...
‘Her şeye rağmen yaşamaya değer’ diyebilen kurtulabilir ancak çaresizlikten…
Çareyi, her şeye rağmen devam eden, kimseyi dinlemeden akıp giden hayatında arayarak…
‘Her şeye rağmen hayat yaşamaya değer’ diyenler en dar vakitlerinde, ‘her karanlık gecenin bir sabahı vardır’ tesellisine sığınır. En büyük çaresizliklerde, en büyük umutları yeşertirler.
Doğru olan da budur çünkü…
Çünkü ancak bu şekilde çaresizliğin daralttığı ruhumuza nefes aldırabilir, bu şekilde hayata tutunabiliriz…
Çünkü inançlarımızda da yer yoktur umutsuzluğa…
Mutlaka uzanacak bir el, açılacak bir kapı vardır. Kah bir el uzanır, ‘Hızır’ deriz, kah kapalı tüm kapılar arasında bir kapı aralanır umut ışığını parlatan…
Ve o ışık, o umut yeniden yaşama sımsıkı sarılmamızı sağlar…
Çaresizliğin daralttığı ruhumuza derin bir nefes aldırır…
Çaresizliğin ‘UMUT’la yer değiştirdiği nice bayramlar geçirmeniz dileğiyle…