MHP İl Başkanı Ali Adnan Kaya, 15 Mayıs’ta Ankara’da olağanüstü kongre için toplanan muhaliflerle birlikte fotoğraf verdi, ertesi gün apar topar görevden alındı. Şimdi sosyal medyada tebrikleri kabul ediyor.
Oldum olası kahraman yaratmayı severiz ya, Kaya da 24 saatte kahraman ilan edildi. Geç alınmış bir karar olsa da Kaya’nın tabandaki genel ‘değişim arzusu’nu görüp ona uygun davranması takdire şayan ancak bu yola ondan çok daha önce girenler var. Örneğin Korkuteli Belediye Başkanı Hasan Gökçe ve Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül…
Özellikle Hasan Gökçe, muhalefetin sesini yükseltmeye başladığı ilk günlerden itibaren tercihini net bir şekilde ortaya koydu. Hatta adaylardan kime yakın olduğunu, kiminle birlikte hareket ettiğini de deklare etti. Ardından Mustafa Gül de aynı yolu izledi.
Vitrinde oldukları için onları örnek gösteriyorum, yoksa daha nice nice isimler var ‘yeter artık’ diyerek değişim kervanına katılan…
Değişim kervanı ülke genelinde çığ misali giderek büyürken, MHP genel merkezi hala aynı türküleri söylemeye devam ediyor. Akademik kariyerine yakışmayan üslubu ile partili partisiz geniş kitlelerin tepkisini toplayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın dün yine işkembeden sallamış. Sürecin başından beri muhalefet adaylarına çeşitli suçlamalar yönelten, paralelcilikle itham eden Yalçın, 15 Mayıs Pazar günü Ankara’da toplananlar için de, “Çoğu ülkücü değildi” mealinden bir şeyler söylemiş…
El insaf yahu.
Senin bin 200 küsur üst kurul delegenden 750’ye yakını engellediğiniz kongrenin hazirun listesine imza atmış.
Belki kongre yapılabilse çok daha fazlası da gelecek.
Sen hala kalkmış, “Orada fazla ülkücü hareket mensubu yoktu” diyorsun.
‘Bunlar ülkücü değildiyse niye delege seçtin’ diye sormazlar mı adama..
Semih Yalçın, “Ortada bir genel başkanlık yarışı yok. Sadece bir tüzük değişikliği talebi var” diye de buyurmuş. Evet olağanüstü kurultay tüzük değişikliği için isteniyor. Ancak sonraki adım seçimli bir kurultay daha istemek olacak. Muhalefet adayları, söz konusu tüzük değişikliğinin ardından seçimli bir olağanüstü kurultay talebinde bulunacak.
İşte Devlet Bahçeli ve ekibini korkutan da bu.
Hep söylediğimiz gibi korkunun ecele faydası yok.
Bu kaçınılmaz son er ya da geç gelecek görünüyor.
Semih Yalçın, muhalefetin değişim çabalarını, “MHP’yi ele geçirme, onu etkisizleştirme veya itibarsızlaştırma çabası” diye de nitelendirmiş. Bu hareketin arkasındaki ‘üst akıl’ olarak da Pensilvanya’yı işaret etmiş. Zaten şu son zamanlarda moda oldu.
Sıkıştığın yerde suçlu hazır; Cemaat…
Birine kötülük mü etmek istiyorsun ‘Paralelci’ de yeter.
MHP üst yönetimi de şimdi muhalefete karşı bu yöntemi uyguluyor. Adaylardan kamuoyunda en fazla rüzgar estiren Meral Akşener olunca, her fırsatta Akşener’in paralelci olduğu, mali desteği Pensilvanya’dan aldığı filan dillendiriliyor…
Kendilerine karşı yazan çizen herkes de paralel yapıya hizmet ediyor güya…
Başkalarını bilmem, kimsenin avukatlığına da soyunmam ama kendimi bilirim. Yaklaşık 3-4 yıldır Bahçeli ve ekibinin değişmesi gerektiğini savunan, yazan biriyim. Okurlarım bilirler. Ne paralelciyim, ne herhangi bir cemaatle veya yapıyla bağlantım var. Hiç kimseden, hiçbir yapıdan emir veya talimat da almadım.
Yani sözün kısası, MHP üst yönetimi giderek yükselen değişim dalgası karşısında böyle mesnetsiz iddia ve suçlamalarla yüzeye tutunmaya çalışıyor.
Lakin farkında değiller ama çırpındıkça daha da batıyorlar…