Antalya ekonomisinin en önemli kurmaylarından ATSO Başkanı Davut Çetin, Eylül ayı meclis toplantısında hem ülke, hem kent ekonomisinin içinde bulunduğu durumu özetlerken, son zamanlarda ayyuka yükselen ‘ekonomik kriz’ söylentilerinin dayanağını da net bir şekilde ortaya koydu; Darbe Psikolojisi…
Çetin, devlet içindeki paralel yapılanmadan 15 Temmuz’daki darbe girişimine, turizm ve tarım sektörlerindeki gerilemeden, sanayi ve ticaretteki olumsuzluklara kadar tüm ekonomik tabloyu rakamsal verilerle anlattı.
SGK’ya kayıtlı çiftçi sayısının geçen yılın Haziran ayına göre bu yıl 100 bin azaldığına dikkat çekti, ihracattaki büyük düşüşe işaret etti.
Başkan Çetin turizmde şu ana kadarki kaybın 4 milyonu bulduğunu ve yıl sonuna kadar 5.5 milyona ulaşacağını vurgularken, piyasalarda ödeme ve finansman sorunlarının devam ettiğini belirtti ve karşılıksız çeklerdeki büyük artışa dikkat çekti.
Ülke genelinde yüzde 45 oranında olan karşılıksız çekin Antalya’da yüzde 110 düzeyine fırladığını, protestolu senetlerde de ülke 4’üncüsü olduğumuzu kaydetti…
ATSO Başkanı Çetin, tüm bu olumsuzlukların yanı sıra Antalya ekonomisi adına olumlu gelişmelerden de bahsetti ve daha önceki konuşmalarında yaptığı gibi karamsar olunmaması vurgusu yaptı. “Türkiye’nin darbe psikolojisinden en kısa sürede çıkması gerek” sözleriyle yaşanan somut olumsuzlukların temelinde önemli ölçüde bu travmanın yattığına işaret etti.
Son derece de haklı.
Çünkü mesele aslında bardağın hangi tarafından baktığınıza bağlı.
Nitekim umutsuzluğun, karamsarlığın kimseye bir faydası yok.
Birçok ülkenin belki tarihi boyunca yaşamadığı travmaları birkaç ayda yaşayan bir ülkenin ekonomisinde elbette bir takım sarsıntılar olacaktır.
Bugün yaşanan sıkıntılar da bu sancılı sürecin kaçınılmaz sonucudur. Ancak bu sonuç da birilerinin, “Eyvah battık, batıyoruz” dediği kadar vahim değil. Gemi birazcık su aldı diye ‘battık’ diye feryat etmek, çeşitli manipülasyonlarla ‘ekonomik darbe’ yapmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramıyor.
Sonuçta hepimiz batırılmak istenen gemideyiz. Sağ salim limana yanaşabilmek için birlik ve beraberlik içinde hareket etmekten başka çaremiz yok.
Bunun için de Davut Çetin’in dediği gibi öncelikle, ivedilikle bu darbe psikolojisinden sıyrılmalı ve karamsarlığı bir tarafa bırakıp normalleşmeliyiz…
Sağlıcakla kalın..