Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanvekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı haftalardır, “Markette kurban satışı olmaz” diye bas bas bağırıyor. Tabi bahsettiği marketler, hiper, süper, mega market zincirleri, yani büyük sermayedarlar olduğu için bu feryadı duyan ilgili ve yetkililer de kulağının üstüne yatıyor…
Antalya’nın ‘Ekol başkanı’nın bu feryadını ‘ticari kaygılarla’ yapılmış bir isyan olarak görenler olabilir ancak işin aslı hiç de öyle değil.
Yardımcı başkanın tepkisi son derece haklı ve yerinde.
Markette kurban olmaz…
Olmaz çünkü kurban, dinimizin biz müslümanlara yüklediği bir görev.
Gerekli şartlara haiz her müslümanın yerine getirmesi gereken bir dini vecibe…
Dolayısıyla bu dini vecibeyi yerine getirirken yine dinimizin emrettiği kriterlere dikkat edilmesi gerekiyor. Örneğin, kurban edilecek hayvanın cinsi, yaşı, fiziki durumu gibi…
Mesela kurban sadece şu dört cins hayvandan olabiliyor:
1- Koyun (Bir yaşını doldurmuş olması lâzımdır. Ancak anası kadar gelişmiş ve 6 ayını doldurmuş bir kuzu da kesilebilir)
2- Keçi (Bir yaşını doldurmuş olması lazım)
3- Sığır-manda (İki yaşını doldurmuş olması lazım)
4- Deve (Beş yaşını doldurmuş olması lazım)
Ayrıca bu hayvanların fiziki görünümü de sağlıklı olmalı, herhangi bir uzvu eksik olmamalı.
Öte yandan, kurban kesiminin de belli kriterleri var. Örneğin kurban kesecek müslüman, kurbanlık hayvanı incitmeden kıbleye karşı yatırmalı ve ayakta besmele çekerek biliyorsa “İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbil âlemîn” Âyet-i Celîlesini okuyup, “Yâ Rabbî, şu vücudum sana karşı o kadar isyan etti ki, affedilmem için bu vücudumu sana kurban etmem icabediyor. Fakat sen Kitab’ınla insanın kurban edilmesini haram kıldığından, vücuduma bedel olarak bu hayvanı senin rızan için kesiyorum. Kabul buyur yâ Rabbî diye niyet etmeli. Daha sonra üç kez “Allahü ekber, Allahü ekber, lâilâhe illâllahü vallâhü ekber, Allahü ekber velillâhil hamd” diye tekbir alıp “Bismillâhi Allâhü ekber“ diyerek kurbanı kesmeli. Ya da yine bu kurallar içerisinde vekalet vererek kurbanını kestirmeli.
Peki marketlerde satışa sunulan kurbanlar bu kriterlere uygun mu?
“En uygun fiyatlarla ve peşin fiyatına 4 taksit imkanıyla kurbanlık”, “Kemiksiz kurbanlık 1/7 dana hisse ağırlığı 18-20 kilogram”, “Kemikli kurbanlık koçun ağırlığı 14-16 kilogram” ve “1/7 büyükbaş kurban kolisi-minimum19 kilogram” gibi ilan/reklamlarla kurbanlık satışı yapan marketler bu dini vecibenin yerine getirilmesini tam olarak sağlayabilir mi?
Aslında bunun yanıtını vermesi gerekenler, dini otoriteler. Ancak yazının girişinde vurguladığım gibi sözkonusu marketler büyük sermaye gruplarına ait olduğu için dini otoritelerin önemli bir bölümü de maalesef sessiz kalmayı tercih ediyor. Münferit olarak sesini yükseltenlere karşı da marketler, “Kurbanlıklarımız bayramın birinci ve ikinci günü noter huzurunda, ilgili il müftülüklerinin din görevlileri eşliğinde, Tarım Bakanlığı izinli olan hijyenik koşulların sağlandığı özel et entegre tesislerinde, veteriner hekimlerin kontrolünde, profesyonel kasaplarca İslami usullere uygun şekilde kesilecek, soğutma işlemi uygulanacak, parçalanacak ve kolilenecek” diye savunma yapıyor.
Günahları veballeri boyunlarına.
Bu dediklerini yapıyorlar mı, yapacaklar mı bilemem ancak bu tür bir kurban kesimi şahsen beni tatmin etmiyor.
Sözün kısası Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı’nın bu konudaki isyanını/tepkisini sonuna kadar destekliyorum. Dev sermaye gruplarından çekinerek gerçekleri anlatmaktan imtina eden ilgili/yetkilileri, din otoritelerini de Hakk’ın ve halkın yanında olmaya davet ediyorum…