Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2016 başı itibarıyla ülkedeki kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 224 bin. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) araştırmalarına göre ise ‘geniş tanımlı’ yani gerçek işsiz sayısı 6.5 milyona dayanmış durumda…
Yapılan birçok araştırma da gerçek işsiz sayısının TÜİK’in açıkladığı rakamın çok üzerinde olduğunu gösteriyor. Özetle, birçok ülkenin nüfusundan daha fazla bir işsiz ordumuz var…
Hal böyle iken iş dünyası eleman bulamamaktan yakınıyor…
Ortada büyük bir çelişki var. Dün ziyaretimize gelen ATSO Başkanı Davut Çetin de kentle ilgili ekonomik değerlendirmeler yaparken bu noktaya özellikle dikkat çekti. Çetin, ATSO olarak ‘Beceri 10 Projesi’ kapsamında işsiz gençlere meslek kazandırmaya yönelik ‘iş garantili’ kurslar açtıklarını ancak bekledikleri ilgiyi göremediklerini belirtti. “Bir yanda işsizlik var, diğer yandan sanayide çalıştıracak eleman bulamıyoruz. Büyük bir çelişki yaşanıyor” dedi. “Metalcisi, elektrikçisi, kaportacısı, boyacısı nitelikli eleman bulmakta zorlanıyor” dedi, çeşitli örnekler anlattı.
Bırakın sanayiciyi, küçük esnaf dahi eleman bulmakta zorlanıyor. Çıkın çarşıyı, pazarı dolaşın göreceksiniz. Adım başı bir dükkanın camında eleman ilanıyla karşılaşıyorsunuz. Oturup bir yerde sohbet ettiğinizde ise hemen herkes çocuğunun veya bir yakınının aylardır işsiz olduğundan, iş bulamadığından yakınıyor.
Peki sorun ne?
Bu çelişki niye yaşanıyor?
Aslında cevabı basit.
Gençlerimizi olması gerektiği gibi yetiştiremiyoruz…
Havalı bir iş, makam odası, yüksek maaş gibi uçuk kaçık hayaller peşinde koşan gençler iş beğenmiyor. Bizler de aileler, veliler olarak onların bu ütopyalarına çanak tutuyoruz. Örneğin hemen herkesin birinci önceliği çocuğunun iyi bir üniversite okuması. Tamam yüksek öğrenim arzusu bir noktaya kadar kabul edilebilir ama herkesin mühendis, doktor, avukat, mimar vs. olduğu bir ülkede diğer işleri kim yapacak? Yani demem o ki, bu ülkede teknisyenlere de, ustalara da, kalfa ve çıraklara da ihtiyaç var. Ve işin aslına bakarsanız günümüzde birçok üniversite mezunu bu saydığım işleri yapanlardan çok daha az para kazanabiliyor. ATSO Başkanı Çetin, “Ben işyerimde teknik personel arıyorum ve 2-3 bin lira maaş vereceğimi belirtiyorum ama bu işe yeterli ehliyete sahip üniversite mezunu genç, turizm sektöründe çalışmayı, otellerde havuz temizliği yapmayı tercih ediyor” diyor.
İşte yaşanan çelişkinin nedeni bu. Peki çözüm ne?
Çetin’e göre çözüm, öncelikle ve acilen Milli Eğitim’de temelden ara eleman yetiştirecek bir müfredatın uygulamaya konulması. Başkan Çetin, “Biz hep yetiştiriyoruz hepsini üniversite mezunu yapıyoruz ondan sonra ara elemanda açık yaşıyoruz. Yüzde 25 civarında üniversite mezunu işsiz var. Okumuş, eğitim görmüş gençlerde çok daha büyük işsizlik var. Ben bunu hep anlatıyorum gençlerin de bilmesi gerekiyor. Üniversite mezunları ara eleman dediğimiz kalifiye elemandan çok daha az maaş alıyor. Yönlendirirken aileler de doğru yönlendirmeli. Mühendis 1200-1300 liraya çalışırken sanayideki bir kaynakçı 2 bin lira, bir tornacı 2500 lira maaş alıyor” diyor.
Demek ki, sadece gençleri değil aileleri de bu bilince ulaştırmak lazım. Gerekli tedbirler acilen alınmadığı müddetçe ‘üniversite mezunları’nın önemli bir yekun tuttuğu işsiz ordusu büyümeye devam edecektir…
İyi haftalar..