Rahmetli babaannem namaz sonrası dualarında sürekli, “Allah’ım hayırlı evlat, hayırlı anne baba nasip eyle…” derdi. Çocuk kafası ne dediğini anlamazdım. Yıllar sonra ‘hayırlı evlat’ meselesini çevremde gözlemlediğim örneklerden anladıysam da, babaannemin yaratıcıdan ‘hayırlı anne-baba’ istemesinin gerekçesini anlamam çok ama çok daha uzun sürdü.
Meseleyi daha iyi anlatabilmek için irdeleyelim.
Hayırsız anne-baba nedir?
Bu konuyu çevremizdeki sosyal olaylardan örnekler vererek açıklamaya çalışalım. İşin dini boyutunu yanıtlamak elbette bize düşmez. Din alimleri var, müftüler, hocalar var, bu onların işi…
Mesela hali vakti yerinde bir anne-baba düşünün, çocukları arasında adaletsizlik yapıyor, örneğin mal varlığından çocuklarından birini faydalandırdığı halde diğerine zırnık koklatmıyor. Yok mu örneği, çok…
Halbuki Hz. Peygamberimiz, “Çocuklarınız arasında sevgide bile adaletli olun” demiştir. Bir başka örnek; Bir anne baba hayal edin Hacca veya Umrelere gidiyor ama çocuklarının hepsiyle helalleşmiyor, vedalaşmıyor. Peki evlat hakkı, kul hakkı ne olacak? Sonra da gelip hacıyız diyorlar.
Bakın İslam düşünürü Yunus Emre’nin şu dizeleri ne de güzel özetliyor meseleyi;
Aksakallı bir koca, hiç bilmez ki hal nice
Boşa gitmesin Hacca, bir gönül yıkar ise.
Gönül Çalabın tahtı, Çalab gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise.
***
Bir kez gönül yıktın ise kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet de, yüzünü yumaz değil.
Yol odur doğru vara, göz odur Hakkı göre
Er odur yerde dura, üstten bakan göz değil.
Bu tip örnekleri çoğaltmamız mümkün. Hatta size bizzat tanık olduğum bir örneği anlatayım isim vermeden…
Bir anne-baba düşünün ki, iki çocuk yaptıktan sonra yollarını ayırmış. Olabilir, hayatta bunlar var. Nitekim evlenmek ne kadar haksa boşanmak da o kadar hak. Lakin boşanmak çocuklar üzerindeki sorumluluklarınızdan sıyrılmak demek de değil. Bu anne baba örneğinde ise durum tam da böyle. Çocuklar sersefil ama anne baba kendi dertlerinde. Ne baba ilgileniyor çocuklarla ne anne. Kendi hayatlarında yaşadıkları olumsuzlukların, psikolojik travmaların faturasını da sürekli çocuklarına kesiyorlar. Çocukların psikolojisi nedir, sağlık durumları nasıl, ihtiyaçları yeterince karşılanıyor mu ikisinin de umurunda değil. Annesiyle birlikte kalan çocuklardan kız olanı ciddi derecede sağlık sorunu yaşıyor. Ve gün geliyor annesi basit bir tartışmanın ardından eşyalarını alıp evi terk ediyor. Kızcağızı tek başına çaresiz bir halde bırakarak. Düşünebiliyor musunuz. Bir anne, sağlık sorunları olan, çalışamayan, hiçbir geliri bulunmayan öz be öz kızını tek başına adeta kaderine terk ediyor…
Bunu anlamak mümkün değil. Buna benzer sosyal problemler genelde aile fertleri, çevre, eş, dost, hısım, akraba desteğiyle çözülür ama bu örnekte bu da olmuyor. Çünkü anne, baba, kardeşler dağılmış ve birbirlerine neredeyse düşman olmuş. İşte böyle örnekleri gördükçe rahmetli babaannemin niye her duasında Allah’tan ‘hayırlı anne-baba’ istediğini çok daha iyi anlıyorum. İnsan arkadaşını, eşini, işini seçebiliyor ama evladını, anne-babasını seçemiyor sonuçta. Onun için ben de yüce rabbimden herkes için aynı dilekte bulunuyorum; Allahım bizlere hayırlı evlat ve hayırlı anne-baba nasip et. Hakkımızda hayırlı olan neyse onu ver…
Keşke şuan içimi dokebilsem ama ne anneme ne babama halimiz helal etmiyorum
Artık anne baba ile tehdit etmeyin şu çocukları.. yok anne babaya hep itaatkar olun yok anne baba( sanki peygamber melek)nedir bu cinsellik sonucu doğan çocuğa kölesi gibi davrananA ben mi itaatkarlik edecegim..yaptıklarını sürekli başa kakan. Hiç soylecekleri bitmeyen ..hep kendilerini kusursuz gören anne baba cennetlik ise ben istemem zaten öyle cenneti. Anne baba değil önce insan olarak saygı sevgi olsun..sıfatlar değil yapılanlar önemli
Çok güzel ve önemli bir paylaşım olmuş, teşekkürler..
Ben 35 yasimda yeni evli bir bayanım. Annem babam ben 18 yasimdayken boşandi; tabi boşanana kadar evimizde onların kavgası, gürültüsü eksik olmadı. Hatta beni Ve abimi sürekli taraf tutmaya zorladılar. Evimizde hicbir zaman bir aile ortamı olmadı. Surekli bir fitne ortamı vardı. Sonra ben 12 yasimdayken bir kız kardeşim oldu annem onun bütün bakımını bana yükledi. Evin işlerini hep bana yaptırdı. Babamı sevmedigi için babamın sofrasını bana kurdurdu. Kısacası babam ve annem yıllarca hem maddi hem manevi olarak benim cocuklugumu, gençliğimi mahvefttiler. En sonunda boşandılar ve ben 18 yaşımdan 32 yaşıma kadar annemle kaldım. Annem çok sinirli, aksi, huysuz,inatçı, kavgacı ve gaddar bir insandır. Annem bir müddet sonra aramizdaki kavgalar arttıkça daha da siddetlendi ve annem beni evinden kovdu. Hatta bu bir kız çocuğudur demedi beni ortada bıraktı. Babamsa bencil kendi rahatından başka bir şey bilmez. Ve babam cimridir de. Ben evlenirken baabam sırf masraflardan kaçmak için ben evlenirken beni yalniz bıraktı ne nisanima ne düğünüme gelmedi. Ben annemi de babamı da Allaha havale ediyorum
O kadar güzel yazmışsınız ki kaleminize sağlık
Doğru..ben 5 yaşındayken annem evli adamla kaçtı 18 yaşıma kadarda hiç görmedim simdi gorusuyorum sevdiğimden mi hayır ondan nefret ediyorum hiç sevmiyorum ama bunu içimde saklıyorum.amacim Allah rızası.ben çok çektim ninem ölünce halam baktı bize ama nasıl baktı.dove söve.ninemde aynı.hic birini sevmiyorum
Çok güzel yazmışsınız kaleminize yüreğimize sağlık .kardeşler arasında maddi manevi ayrımı bir kardeşin her ayıbı her günahını hoşgörü diğerine dayak beddua endi gunahlarini yükleyip kendilerini rahatlatmak.bu evde kardesimizin gözü üzerinde kaşı var diyeni gebertilim diye bagiran gece uyurken uykudan kaldırılıp sebepsiz döven beddua eden sabah anneler bazen böyle yapar diye gönül aldığını sanan .bir anneyle sahip olmak.