Türk ordusu önceki günden beri Suriye topraklarında. Suriye’nin Türkiye sınırındaki Cerablus kentinin IŞİD’den temizlenmesi için başlatılan ‘Fırat Kalkanı’ adlı operasyon kapsamında TSK’ya ait özel kuvvetler Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte karadan müdahale ediyor.
Operasyona ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon da hava bombardımanıyla destek veriyor. Ankara, bir süredir Türkiye’nin sınır hattını IŞİD’ten temizlemek ve YPG’nin de bu bölgeyi kontrolüne alarak üç Kürt kantonunu birleştirmesine engel olmak için böyle bir operasyon planlıyordu.
Nitekim önceki gün Cerablus’un hemen karşısındaki Karkamış ilçesine atılan havan mermilerinin ardından ilçe boşaltılmış, ardından da operasyon için düğmeye basılmıştı. Başbakan Binali Yıldırım operasyon için, “Suriye muhalifleri Cerablus’a yerleştiler, oradaki alanları, köyleri kontrol etmeye başladılar. Cerablus da dahil, bütün alanın YPG ve PYD’den temizlenmesi lazım” derken ABD ile yapılmış bir anlaşmaya dikkat çekiyordu; “Bu bölgede bulunan PYD’lilerin nehrin doğusuna geçmesi lazım. Bu, ABD’nin bize taahhüdüdür, garantisidir. Bu gerçekleşinceye kadar burada bizim operasyonlarımız sürecek. Böylece sınırlarımızdan ülkemize yönelik hiç bir tehdidin olmadığından emin olmamız lazım..”
Yani Türkiye’nin tek hedefi, bu operasyonla kendi sınırlarını emniyet altına almak ve herhangi bir füze, roket atışından dolayı can ve mal kaybı olmasını önlemek. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz aylarda sınırdaki yerleşim alanlarına çok sayıda bomba, füze filan düşmüş, ölen ve yaralanan vatandaşlar olmuştu. Dolayısıyla ‘Fırat Kalkanı’ Türkiye’nin bir savunma refleksi, bir meşru müdafaa hareketi. Bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi Suriye’nin topraklarında filan gözümüz yok. Nitekim Başbakan Yıldırım, “Bu bölgede Suriyeliler olacak. Bizim hassasiyetimiz, oldubittiye getirilerek sınır bölgesinin PYD’liler tarafından işgal edilmemesi” diyor..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, “Cerablus bölgesinde TSK’nın kontrolünde bir ‘güvenli bölge’ oluşturulması üzerinde önemle durulmalı. Cerablus ve mücavir alanların İŞID unsurlarından temizlenmesi, Türkiye’ye yönelik güvenlik tehdidinin bertaraf edilmesinde çok önemli bir adım olacaktır. Ancak İŞID’ten arındırılacak bu bölgeye PKK/PYD terör unsurlarının yerleşmesinin önlenmesi, PKK’nın üç kantonunun birleştirilerek sınırımız boyunca bir Kürt koridoru oluşturulmasının önüne geçilmesi de hayati önem taşımaktadır” diyerek operasyona tam destek verdiklerini açıkladı. Keza ana muhalefet partisi CHP de “Biz çok önceden uyarmıştık” vurgusuyla iktidara ince bir eleştiri göndermesine rağmen yapılan operasyonu destekledi. Yani ülke genelinde ekseri kanaat, bu operasyonun ‘yerinde ve gerekli’ olduğu yönünde…
Aksi düşünen ise sadece HDP…
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, Cerablus’a yönelik operasyonu ‘Suriye politikasındaki geri dönülemez en büyük yanlış’ diye niteledi. HDP’ye göre operasyonun nihai hedefi, o bölgede Kürtlerin kazanımlarını yok etmek !..
15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından iktidar ve muhalefet partileri arasında baş gösteren ‘dayanışma ve barış iklimi’ne HDP’nin dahil edilmemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın külliyeye CHP ve MHP liderlerini davet ederken HDP’lileri çağırmaması kimi çevrelerce eleştirilmişti. Gerçek bir demokrasi anlayışının yerleşmesi açısından HDP’nin de bu atmosferde yer alması gerekliliğini savunanlar olmuştu. İtiraf etmeliyim ki, tüm önyargılarıma rağmen ben de bu görüşü savunanlara zaman zaman hak vermiş, hatta Gaziantep’te düğün salonunda 54 vatandaşımızın hayatını kaybettiği canlı bombalı saldırısı sonrası HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Gelin taziyede birlikte fotoğraf verelim” çağrısı sonrası da bir hayli umutlanmıştım. HDP’nin de nihayet ‘terör’ gerçeğini gördüğünü, terörün hiçbir şekilde savunulamayacağı idrakine vardığını düşünmüştüm…
Lakin görüyorum ki HDP kanadından değişen bir şey yok. Tüm ülke yek vücut olmuş operasyonu desteklerken, onlar ‘Bu operasyon oradaki Kürtlerin kazanımlarını yok etme amacı taşıyor’ diyerek karşı çıkıyor. Oradaki Kürtler dedikleri kim, PYD güçleri. PYD kim, PKK’nın Suriye’deki kolu. Rahatsızlıkları da bundan. Türkiye, IŞİD’ten boşalacak yerlere PYD’nin konuşlanmasını istemediği ve bir süpürme harekatı yaptığı için rahatsızlık duyuyorlar.
Sonuç olarak Türkiye siyasetinde Kürt siyasal hareketinin olması demokrasi adına mutlak gerekli. Ancak görülen o ki, bu siyasal hareket kesinlikle HDP değil/olmamalı…