Yoksul çok şey ister, hırslı ise her şeyi…
İnsanoğlundaki doymazlığı, açgözlülüğü en güzel anlatan sözlerden biridir bu. İnsan olarak hepimiz hayatımızı devam ettirebilmek için bir mücadele veririz. İhtiyaçlarımızı karşılamak adına üretir, satar ve bunun karşılığında birikim yapma çabasında oluruz. Bu çaba, kimilerinde vasat kimilerinde aşırı olur. İşte bu aşırılık hırsın ortaya çıkmasına sebep olur. Kontrollü bir hırs faydalı olabilir. Başarıya götürebilir ancak kontrol edilemeyen hırs da insanın başına çok işler açar. Çünkü arzular, istekler ve beslenen öfkelerle büyüyen hırslar kişiyi yanlış yollara saptırabilir. İhtiraslarına bağlı kalan insanların varacağı nokta mutsuzluktan başka bir şey değildir. Çünkü Dünya bağımlılıkları insan hayatını olumsuz etkiler. Bu doyumsuzluk devam ettiği sürece kişi çevresine zarar verir.
Antik Yunan filozofu Aristoteles, “En büyük suçlar, zaruri olanı değil, fazla olanı elde etme için işlenir” demiş. Hırsın başladığı yerde saf duygular biter. İhtiras doymak bilmeyen bir canavardır ve aslında başarısızlığın son sığınağıdır. Halk arasında, “Hırs gelir, göz kararır; hırs gider, yüz kızarır” diye sıkça kullanılan bir deyim vardır. Yine, “Hırs başta karar eyleyince, akıl baştan firar eyler” derler...
Bunlara benzer daha birçok deyim, atasözümüz vardır hırsın, ihtirasın nasıl bir bela olduğunu anlatan. İnsan olarak sahip olduklarımızı az, sahip olmadıklarımızı çok düşünmek gibi bir zafiyetimiz vardır ne yazık ki. İşte bu zaafı yenmenin tek yolu ise kanaatkar olmaktır. Mutlu olmanın belki de tek yolu, var olanla yetinmektir. Bugün istekleri, arzuları bitmeyen, doyumsuz bir gençlikten yakınıyorsak bunun en büyük nedeni işte bu kontrolsüz hırstır…
Bu meseleye girmemin nedeni, önceki gün Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclisi’nde yaşananlar…
Malum, Antalya iş dünyasının bu çatı örgütü yakın zamanda bir seçim geçirdi. Mevcut Başkan Davut Çetin, beklendiği şekilde seçimi farklı kazandı. Çetin seçimi kazanmasına kazandı ama bu yarıştaki en büyük rakibi Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar ve ekibi hala “Bu iş bitmedi” modunda. Bu, önceki günkü mecliste de net bir şekilde görüldü.
Meclisi takip etmedim ancak izleyen muhabir arkadaşımın anlattıkları ve dün gazetelerde yeralan ilgili haberlerden ötürü orada yaşananlar hakkında bilgi sahibiyim. Şöyle ki, mecliste mevcut yönetim ile muhalefeti karşı karşıya getiren ve gerginlik yaratan şey, muhalif kanattan Ahmet Öztürk’ün meclis üyeliğinin, hukuki bir sıkıntı nedeniyle düşürülmüş olması…
Öğrendiğim kadarıyla, Öztürk’ün üyeliği, adli sicil kaydının ortaya çıkması ve bu durumun yasa ve yönetmeliğe aykırı olması nedeniyle düşürülmüş. Nitekim ATSO Genel Sekreteri de ilgili yasa ve yönetmeliği meclis üyelerine okuyarak durumu izah etmiş. Sonuçta ortada hukuki bir durum var. Ancak gösterilen tepkilerden anlaşılıyor ki, muhalif kanat bunun bir ‘intikam saikiyle’ yapıldığını düşünüyor. Muhalefetin başkan adayı Ali Bahar’ın hala sağda solda “Aslında biz kazandık” diyerek bir ‘şaibe’ algısı yaratma çabaları ve mecliste yaşananlar da gösteriyor ki, muhalefette 7 Nisan seçimlerinin hazımsızlığı sürüyor. Kontrolsüz hırsın insana neler yaptırdığı, nasıl yanlışa sürüklediğini yukarıda özetlemiştik. İşte ortaya çıkan hazımsızlık da bu kontrolsüz hırsın doğurduğu bir sonuç.
Ve öyle görünüyor ki, bu hırs ve hazımsızlık neticesinde gerilimli daha çok ATSO meclisine şahit olacağız…