Melek olmak için illa da kanadınızın olması gerekmez. İhtiyacı olanın, darda olanın imdadına koşmanız yeterli…
Antalya’da bu dediğimi yıllardır çok iyi yapan biri var.
Adı Fatma Şahin…
Benim yaklaşık 20 yıllık dostum, arkadaşım, kardeşim. Onu tanıdığımda Türk Hava Yolları Antalya İstasyonu’nda çalışıyordu. Emekli oldu ve halen THY’nin yer hizmetlerini yürüten TGS’de yönetici olarak görev yapıyor.
Evli ve iki çocuk annesi olan Şahin’i tanıyanlar bilir ki, o kelimenin tam anlamıyla bir yardım meleğidir. Yakın çevresinde veya uzakta fark etmez elini uzatmadığı, dokunmadığı yoktur. Yardım onun yaşam felsefesidir çünkü…
Akranlarının ve büyüklerinin ‘Fatoş’u, küçüklerinin ‘Fatoş abla’sıdır…
Çeyrek asra yakın zamandır tanıyorum, yüzünün gülmediği, gülümsemediği an neredeyse yoktur. Hani kimi insanlar için ‘kalbi yüzünde’ derler ya, tam da öyledir…
İşte bu yardım meleği, artık bir yaşam felsefesine dönüştürdüğü yardımları örgütsel bir yapı altında sürdürmek için bir süre önce Antalya Kadın İstihdamı ve Çocuk Hakları Derneği’ni (AKİÇDER) kurdu. Yıllardır bireysel olarak yaptığı yardımları şimdi bu dernek çatısı altında ve daha profesyonel bir şekilde yürütüyor. Bugüne kadar kadın ve çocuklara yönelik birçok projeyi hayata geçiren Şahin’in daha böyle birçok projesi var. İşinden, ailesinden, özel yaşamından feragat ederek kendini hayır işlerine adayan Şahin’in en büyük arzusu ise bu tür faaliyetlerin reklam ya da başka amaçlarla değil gerçekten insanlık adına yapılması. Mutlu bir toplumun mutlu anne ve çocuklardan oluşabileceğini vurgulayan Şahin, mutluluğun paylaşıldıkça büyüdüğünü her fırsatta dile getiriyor.
Hürses Gazetesi dünkü sayısında Antalya’nın bu gönüllü yardım meleği ile güzel bir söyleşi gerçekleştirmiş. Keyifle okudum. Okumayan varsa okumalarını tavsiye ederim…
Şahin bu söyleşide önemli bir noktaya dikkat çekmiş. Yapılan kimi yardımların ‘göstermelik’ olduğunu, “İhtiyaç sahibine parmak arası terlik gönderilmez, aç bir çocuğa oyuncak verilmez” sözleriyle ifade etmiş.
Yaptığı en küçük yardımı fotoğraflayıp gazetelerde veya sosyal medyada paylaşma yarışına girenleri hatırlayınca bu tespitine hak vermemek elde değil. Daha önce de bu köşeden defalarca dile getirmiştim; Ne yazık ki son yıllarda ülkemizde bu kötü bir gelenek haline geldi. İhtiyaç sahibi insanlara resmi kurum veya kuruluşlar tarafından yapılan yardımlar dahi özellikle reklam ediliyor. Okullarda dar gelirli ailelerin çocuklarına giyecek, yiyecek vs., yardımları tüm okulun gözü önünde o çocuklar rencide edilerek yapılıyor.
Oysa bizim dinimiz “Bir elin verdiğini öteki görmeyecek” der. Yardımın, iyiliğin gizli yapılanı makbuldur bizim felsefemizde…
Özetleyecek olursak; Antalya’nın kanatsız meleği Fatma Şahin bu anlamda da çok iyi bir örnek. Yardımlaşma, dayanışma bizim toplumsal bir özelliğimiz. Son yıllarda üzeri küllenen bu özelliğimizin yeniden ortaya çıkması/çıkarılması gerekiyor. Bizlere düşen de Fatma Şahin gibi kanatsız melekleri destekleyerek sayılarının artmasını sağlamak olmalı…
Fatma Şahin'i ben de uzun zamandır tanıyorum. Ilk tanışmamız iş gereği telefonla olmuştu. Beni tanımamasına rağmen yardim konusunda elinden geleni yapmıştı. O gercekten tam bir yardimsever. O andan itibaren onunla cok güzel bir dostluğumuz başladı. O gerçekten kanatsız bir melek. Dilerim herkes onun gibi olsun. Sevgiler,
Dünya hâlâ dönüyorsa: FATMA ŞAHİN ve gibi çok az insanların var olmasındandır.Meleği Şeytanı göklerde aramayalım. Hepsi aramızda yeryüzünde.Kaleminize Yüreğinize sağlık.Kendisini noktası virgülüyle çok güzel anlatmışsınız.Alzheimer anneme evde bakayım diye her türlü ev konforumu sağlamıştır.Yüreğinize kaleminize sağlık.