Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin, "Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesi kararının temyiz incelemesini tamamladı. Karar, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanı Mustafa Aysal tarafından açıklandı. Daire, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin MHP'de olağanüstü kurultay toplanmasına ilişkin kararını oy birliğiyle onadı. Böylece MHP’de olağanüstü kurultay yolu ardına kadar açıldı…
Yargıtay’ın bu kararı, MHP’deki muhalif cephenin ‘yargıya iktidarın baskısı/müdahalesi’ öngörüsünü de boşa çıkarmış oldu. Demek ki, iddia edildiği gibi bir baskı söz konusu değilmiş ya da iktidarın baskısı yargıyı etkilememiş…
Her neyse, sonuçta gelinen nokta, MHP’nin ekseriyetinin istediği şekilde oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, Yargıtay kararının ardından seçimli bir kurultay yapılacağını açıkladı. Yargıtay’ın kararını açıklamasının ardından MHP Genel Merkezi’nden 26 Haziran 2016 tarihinde ya da 10 Temmuz 2016 tarihinde ‘seçimli’ bir olağanüstü kurultay kararı alındığı açıklandı. Ancak bu açıklama kafaları karıştırdı. Çünkü bilindiği gibi mevcut tüzüğe göre olağanüstü kurultayda seçim yapılamıyor. Bunun için önce tüzük değişikliği gerekiyor ki, muhalifler de zaten kurultayı bunun için istiyorlardı.
Peki Bahçeli ve ekibi niye böyle bir hamle yaptı. Kimilerine göre bu işin içinde bir ‘hinlik’ gizli. Bazı hukukçular, seçimli bir olağanüstü kurultayın yapılamayacağı, yapılsa bile iptal edileceği görüşünde. Yani iddia o ki, Bahçeli ve ekibi bu hamleyle kamuoyuna, ‘Bakın biz sözümüzü tuttuk. Yargı kararına uyduk’ mesajı verirken, diğer taraftan iptal edilmesi muhtemel bir kurultayla kaos sürecini uzatmayı planlıyor.
Hukukçuların bu öngörüsü boş değil. Çünkü MHP tüzüğünün 63’üncü maddesine göre seçimli bir olağanüstü kurultay yapılabilmesi ancak ölüm, istifa gibi hallerle genel başkanlık koltuğunun boşalması durumunda mümkün. Yani bu kurultayın yapılabilmesi için önce Bahçeli’nin istifa etmesi lazım. Dolayısıyla mevcut durumda böyle bir kurultayın yapılabilmesi mümkün değil. Haliyle kurultayı mahkemenin yetki verdiği Çağrı Heyeti’nin toplaması ve önce tüzük değişikliğinin yapılması lazım ki, Çağrı Heyeti de zaten kurultaya ilişkin tarihin en kısa zamanda belirleneceğini açıkladı.
Muhtemelen de kurultay Ramazan ayında yapılacak. MHP tabanı belki de Ramazan bayramını yeni genel başkanıyla kutlayacak…
Milliyetçi Hareket Partisi’nde işi bu noktaya getiren süreci artık herkes çok iyi biliyor. Bu nedenle yapılacak kurultay büyük önem taşıyor. Bahçeli’nin karşısında hali hazırda 4 aday var. Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ. Herbiri de artı katkı sağlayacak önemli isimler. Her birinin de parti tabanında önemli karşılıkları var. Lakin Bahçeli’nin karşısına böyle parçalı bir yapıyla çıkmak ne derece doğru.
MHP tabanı şimdi bu soruya yanıt arıyor.
Bahçeli ve ekibinin partideki ‘kemik’ kitlesine karşı muhalif oyların 4’e bölünecek olması elbette ki önemli bir dezavantaj. Dolayısıyla burada iş başkan adaylarına düşüyor.
Gerçek amaç MHP’nin başarısı ise herkes elini taşın altına sokmalı ve gereken özveriyi göstermeli…
Tarihinde hiçbir zaman bu süreçteki kadar kaos yaşamayan MHP’de bu saatten sonra kişisel ihtiras ve egolara kimse hoşgörüyle bakmaz. Bu nedenle adaylara düşen şey güçbirliği yapmak. Bir isim üzerinde ittifak yaparak kurultaya güçlü girmek olmalı…
MHP’yi iktidara kim taşıyabilir, partinin mevcut potansiyelini kim artırabilirse o adayın etrafında birleşilmesi mantıklı olandır…
Çünkü MHP tabanı değişimden yana tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Haliyle kaybedilecek bir seçim Türk siyasetinin bu köklü partisinin dağılmasına, parçalanmasına yol açabilir. Ayrıca MHP’nin kamuoyu nezdinde güven tazelemesi ve iktidar karşıtı tarafsız kitleye yeniden umut olabilmesinin bu değişime bağlı olduğu da unutulmamalı…
Sevgiyle kalın…