Evet evet seçerek ve özellikle kullandım ‘manyak’ kelimesini. Çünkü artık akıllı telefon teknolojisiyle hayatımıza giren bir moda olmaktan çıktı, manyaklığa dönüştü selfie…
Türk Dil Kurumu’nun tanımlamasıyla ‘özçekim’…
Kimine göre, modern körlük biçimi. Manyaklığın en kör hali…
Kimine göre, ben odaklı, kendine aşık, empati kuramayan, ilişkileri derinliksiz, özverisiz, sabırsız, şekilci, kendi değerini çoğu kez hiç tanımadığı başkalarının beğeni ve onayı üzerine kurmuş insanların yaşadığı türden bir körlük…
Geçtiğimiz gün hamile bir kadın selfie çekerken uçuruma yuvarlanmış ve hayatını kaybetmişti hatırlarsınız. Önceki gün o kadının düştüğü yerde onlarca kişinin selfie için sıraya girdiğine ilişkin haberleri görünce dumura uğradım resmen…
Bu nasıl bir ruh hali, nasıl bir saçmalık yarabbi anlamak zor…
Pes demek, yuh demek bu saçmalığı anlatmaya yetmiyor inanın. “Bu kadarı da fazla artık” dediğiniz noktada mutlaka çok daha fazlasıyla karşılaşıyoruz. Saçmalığın bini bir para. Trafik kazası oluyor, araçlar hurdaya dönmüş, sağa sola saçılmış cesetler, yaralılar var, bakıyorsunuz adamın biri selfie yapmış. Sırıtan bir kelle ve arkada bahsettiğim facia manzarası. Ve kişi bunu paylaşarak tatmin oluyor…
Halep’e turistik geziler düzenleyen Esed yanlılarının fotoğraflarını hatırlıyoruz keza aynı şekilde. Bombalarla harap olmuş tarihi binaların önünde toplu halde kadraja sığmaya çalışan gülen yüzler...
Eskiden insanlar ne yediğini, içtiğini ifşa etmezdi, ayıp sayılırdı. Şimdilerde selfie’lerin baş konusu. İbadetin de, kabahatin de gizlisi makbuldü, şimdi her şey ortada… Adam kıldığı namazı da paylaşıyor, içtiği rakıyı da. Özel, mahrem diye bir şey kalmadı. İşin garibi, bu manyaklığa uymayanlar da dışlanır oldu. Yani selfie çekmiyor, sosyal paylaşımlarda bulunmuyorsanız ‘eksiksiniz’…
Bu paylaşımları görünce fotoğraflardakilerin ellerinde tuttukları selfie çubuklarını başlarında kırmak geçiyorsa da içimizden aslından sessizce sorgulamak lazım olan biteni…
‘Neler oluyor, insanoğlu nasıl bu hale geliyor veya geldi’yi araştırmak lazım.
Teknoloji çağının ‘kaçınılmaz ve geçici’ bir yan etkisi mi, yoksa kalıcı ve yok edici bir manevi çöküş mü?
İkinci şık daha ağır basıyor ve beni ürküten de bu. Bu çılgınlık, manyaklık, adına ne derseniz deyin yayıldıkça yayılıyor ve bir kuşağı giderek daha fazla kaybediyoruz. Dini, ahlaki ve sosyal değerleri tanımadan kaybeden yeni nesil yerini böyle manyaklıklarla dolduruyor ne yazık…
Ve biz hiçbir şey yapmadan/yapamadan olanı biteni şaşkınlıkla, kızgınlıkla, öfkeyle izlemekle yetiniyoruz…