Hiç düşündünüz mü?
Hayatımıza yön veren şey nedir?
Kader elbette bir vakıa…
Ancak sadece kader olgusu mudur yaşam çizgimizi belirleyen?...
Doğuştan varolan genlerimizle belirlenen huy, karakter, beceri, deneyimlerimiz, hatta düşünce şeklimiz etkili değil midir?...
Büyük İslam alimi Mevlana, “Ne düşünüyorsan O’sun”, “Sen neye hazırsan, hayat sana onu hazırlar” demiş. Gerçekten de böyledir. Ne düşünürsek hayatımıza onu çekeriz. Hayata bakış açımız nasıl bir yaşam sürdürdüğümüzle direkt ilgilidir. Örneğin kimi insan çok karamsardır ve sürekli olarak çevreleriyle uyum sorunu yaşar. Hayat için değil de hayata karşı savaş verir. Mutsuz olmaktan mutlu olur adeta. Kimileri ise ışıl ışıldır. Girdikleri her ortama pozitif enerji yayarlar. Hayata hep olumlu bakar ve sadece yaşıyor olmaktan bile mutluluk duyarlar. Her şeyin dört dörtlük olmasını beklemez, her şeyin ve her anın tadını doyasıya çıkarırlar.
Yukarıda saydığımız etkenlerin dışında hayat çizgimizi belirlemede tercihlerimizin de önemli bir rolü vardır kuşkusuz…
Önceki gün Fanatik Gazetesi yazarlarından Zafer Büyükavcı’nın, bu tercihlerle ilgili güzel bir yazısını okudum. Son derece anlamlı bir mesajın verildiği bu yazıyı (okumayanlar olmuştur) düşüncesiyle köşemde de paylaşmak istedim. Dikkatlice okuyun ve tercihinizi yapın…
***
Arılar ve sinekler
Bilimsel bir deneydir bu...
Arıları ve sinekleri bir şişeye koymuşlar. Şişenin kapalı olan tabanını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler. Arıların hepsi ışık olan tarafa gitmiş ve dolayısıyla şişeden çıkmayı başaramamışlar. Sinekler ise şişenin ağzına gelmiş ve dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar.
Bu durumda arılar mı çok aptal, sinekler mi çok zeki peki?
Nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulan, o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hep başarabilen arılar aptal olabilir mi? Arılar ve sinekler sadece birer tercih yapmıştır oysa... Arılar ışığı, sinekler karanlığı tercih etmiştir.
Işığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır. Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenler, bu uğurda gerekirse her şeyden vazgeçebilenlerdir. Yürek, azim, sevgi, ilkeler ve dürüstlüktür alfabeleri... Sinekler karanlıkta kaybolup gidenlerdir. En zor günlerinizde telefonlarına bir türlü ulaşılamayan sahte dostlarınız gibi. Sadece kendi yaşamlarını önemserler. Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkaktırlar. Arıyı kovalamak isterseniz kaçıp gitmez, savaşır. İğnesini sapladığında öleceğini bilse bile... Sineği kovalarsan kaçar. Biraz sonra yılışık yılışık döner, yeniden kovulacağı yere..
Arılar yumurtalarını sadece kovanlarına bırakırlar. Sinekler ise her yere... Çöplüklere, tuvaletlere, bataklıklara...
Bizler için de böyledir aslında; hayat her an tercihler koyar önümüze... Kiminle arkadaş olacaksın, kiminle yuva kuracaksın, çocuğuna hangi ismi koyacaksın? Vesaire, vesaire...
Tercihlerin, yaşamını yönlendirir...
Sinek olup karanlığa mı? Arı olup aydınlığa mı?
Zafer Büyükavcı (FANATİK)