MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘erken seçim’ çıkışı kamuoyunda kısmi bir şaşkınlık yaratmış olsa da aslında bu beklenen bir gelişme. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidarın üst yönetimi her fırsatta, “Erken seçim kesinlikle yok” demelerine rağmen siyasi kulislerde “erken seçim’ ihtimali hep gündemdeydi. Hatta çeşitli mahfillerde, “Erken seçim teklifi Bahçeli’den gelecek” diye konuşuluyordu.
Öyle de oldu…
Beklentilerin bu yönde olmasının nedeni, Bahçeli’nin bunu geçmişte de yapmış olması. Hatırlayın Bahçeli, 1999’da iktidar ortağı olduğu koalisyon hükümetinin 3’üncü yılında, 7 Temmuz 2002 tarihinde, AK Parti’nin Türk siyasi hayatına girmesini sağlayan 3 Kasım 2002’deki erken seçim kararını açıklayan kişiydi. Yani bir anlamda tarih tekerrür etti. Şimdi herkes birbirine, “Bahçeli erken seçim teklifine kendi mi karar verdi, iktidardan mı işaret aldı ?” diye soruyor.
MHP tabanına göre, liderleri yine bir devlet adamlığı (!) yaptı.
Muhalefete göreyse Bahçeli ‘misyonunu’ yerine getirdi…
Neyse bunun artık fazla bir önemi yok. Son aylarda ülkedeki tüm gelişmeler zaten erken seçime işaret ediyordu ve bu yüzden de kamuoyundaki beklentiler bu yöndeydi. Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin erkene alınması, yerel seçimlerin normal süresinde yani 2019’da yapılmasını önermesi de sürpriz değil. Nitekim AK Parti-MHP arasındaki ‘Cumhur İttifakı’ sadece Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini kapsıyor. Yerel seçimler bunun dışında. Dolayısıyla Bahçeli açısından mantıklı olan, ‘güçbirliği’ içerisinde girilecek seçimlerin önce yapılması.
Zaten Bahçeli de, “Partimiz mahalli idareler seçimleri hariç geçerli olan Cumhur İttifakı vardır. Türkiye'nin bekası açısından Cumhur İttifakı'nın korunması elzemdir. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nden sonra neyle muhatap kalınacağı belli değildir. Mahalli idareler seçimlerindeki kutuplaşmaların 3 Kasım'a nasıl yansıyacağı az çok malumunuzdur. Bu riski kaynağında kesmek başlıca amacımızdır” diyerek bu mantığı ortaya koydu.
Dün bu satırları yazarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli’yle görüşmesinin ardından basın önüne çıkarak seçim tarihini 24 Haziran 2018 olarak açıkladı. Ve iş, alınacak meclis kararına kaldı…
Bahçeli’nin 26 Ağustos çağrısına anında “Biz hazırız” yanıtı veren muhalefetin bu tarihe ne kadar hazır olduğu bilinmez ama özellikle İYİ Parti’nin durumu biraz sıkıntılı. İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Erdoğan’ın erken seçim açıklaması sonrası, “İYİ Parti seçime girecek ve alacak. Bu seçimin bizim açımızdan herhangi bir problemi yok. Ben Cumhurbaşkanı adayıyım 100 bin imza ile aday olacağım. Hangi kanunu çıkarırlarsa çıkarsınlar korkunun ecele faydası yok..” dese de, Ankara kulislerinde YSK’nın İYİ Parti’nin bu seçimlere girmesine izin vermeyeceği konuşuluyor. Bu durumda İYİ Parti’nin başka bir parti üzerinden, örneğin Demokrat Parti çatısı altında seçime girebileceği konuşuluyor.
Netice olarak, Türkiye artık bir seçim sürecine girdi. Bundan sonra yanıt bekleyen soru şu; Cumhur İttifakı bu erken seçim hamlesiyle yüzde 50+1 hedefine ulaşacak mı?
7 Temmuz 2002’de erken seçim çağrısı yaparak ortağı olduğu koalisyon hükümetinin dağılmasına ve AK Parti’nin iktidara gelmesine vesile olan Bahçeli, bu kez nasıl bir sonuca vesile olacak?
Bunu da ancak 24 Haziran akşamı öğreneceğiz…