Rus uçağının sınır ihlali nedeniyle düşürülmesi ve Rusya ile aramızın gerilmesi nedeniyle AK Parti hükümetine ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a veryansın edenler, şimdilerde ise Erdoğan’ın Putin’e mektup gönderip yaşananlardan ötürü özür dilemesini de eleştiriyor!..
Yani Erdoğan ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamıyor. Dikkat ediyorum o günden sonra, yani mektubun gönderildiğinin duyulması ve hemen ardından ilk Rus kafilesinin Türkiye’ye, Antalya’ya gelmesinden bu yana muhalefet ne yapacağını şaşırmış durumda. Tarım ve turizm sektörü temsilcileri, sanayiciler, esnaf herkeste bir umut oluşurken, muhalefet hala ateşe körükle gitmeyi tercih ediyor.
Daha iyisini yapmak yerine yapılanı eleştirmek üzerine kurulu bir politikanın başarılı olamadığı ortada. Son 14 yıldır gidilen her seçimde vatandaş ortaya koyduğu iradeyle bunu söylüyor. Kabul eder veya etmezsiniz ancak sonuç bu. Doğru ya da yanlış, mevcut seçmenin neredeyse yarısı iktidar partisine oy veriyorsa bunu görmezden gelemez, yok sayamazsınız. Sizin gördüğünüzü görmelerini, sizin düşündüğünüz gibi düşünmelerini bekleyemezsiniz. Böyle bir hakkınız yok. Bu insanları ‘niye oy veriyorlar’ diye eleştirmek yerine, ‘niye oy vermemeleri gerektiği’ noktasında ikna edici olmalısınız.
Bunun yolu da kendi yapacaklarınızı net bir şekilde ortaya koymak ve inandırıcı olmaktan geçer ki, işte muhalefetin eksikliği de bu noktada…
Muhalefet her şeyden önce bu ‘uzun adam fobisi’nden sıyrılmalıdır…
Olan biten her şeyi ‘uzun adam’a bağlama zafiyetinden kurtulup kendi eksiklerini, yanlışlarını görememeleri halinde muhalif partilerinin bana göre başarı şansı yoktur.
Çözüm sürecinde yaşananları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme getirerek bugün teröre karşı verilen mücadeleyi küçüksemek, sekteye uğratacak tavırlar sergilemek ne kadar yanlışsa, Rus uçağının düşürülmesi (ki, bir meşru müdafadır) sonrası oluşan gerilimi gidermeye yönelik atılan adımı eleştirmek de aynı derecede yanlıştır.
Erdoğan’ın ve Başbakan Yıldırım’ın özür mektuplarını ‘geri adım atma’, ‘el etek öpme’ gibi yorumlarla karikatürize etmenin kimseye faydası yok. Sonuçta bu mektuplar iki ülke arasındaki gerginliği yumuşatmıştır. Rus turistlerin yeniden gelmeye başlaması ile birlikte turizmde, ilişkilerin düzelecek olmasına yönelik umutların yeşermesiyle tarımda ve bunlara ilave tüm sektörlerde bir heyecan oluştuğu yadsınamaz bir gerçek. Ha belki ‘sorunlar bitti, her şey normale döndü’ demek henüz mümkün değil. Zaten bu kadar kısa sürede de böyle bir şey beklemek hayal olur. Ancak umutların yeşermesi de başlı başına bir kazançtır. Umut fakirin ekmeği…
Unutulmamalı ki, hatalar insanlara mahsus olduğu gibi hatadan dönmek de bir erdemdir.
İyi haftalar…