Dün, 2018 yılında, hatta 2019 başkanlık seçimlerine kadar olan süreçte ülkemizi nelerin beklediğini “genel anlamda” anlatmaya çalıştım..
Bugün de 2018 yılında, hatta 2019 yerel seçimlerine kadar olan süreçte “Antalya’yı neler bekliyor”u anlatmak istiyorum..
İsterseniz, bunu da “kehanet” veya “perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” diye kabul edebilirsiniz..
Ama, maalesef bunların hepsini yaşayacağız..
…
“MENDERES TÜREL” GERÇEĞİ
Partisi, ideolojisi, görüşü, inancı ne olursa olsun, “hemen herkesin kabul ettiği ve seslendirdiği” bir gerçek var;
Antalya, kent olarak Cumhuriyet tarihinin en fazla ve en iyi hizmetlerini Menderes Türel döneminde aldı, almaya da devam ediyor..
Bunun aksini söyleyen ya da düşünenler, “ya farklı bir çıkar hesap içinde, ya kör ve sağır, ya da Türel’e ve bu kente karşı kötü niyetliler..”
…
Evet, şu anda Antalya GERÇEKTEN en iyi ve en çok hizmeti alıyor..
Son 3 yıldaki değişimi ve gelişmeyi görmemek mümkün değil..
Sadece yollar ve kavşaklardan bahsetmiyorum..
Gazipaşa’dan Kaş’a kadar il ve ilçelerde yaşayanlar, çalışanlar, iş üretenler, çiftçiler, kısaca her kesim için hayatlarını güzelleştirecek, ceplerini rahatlatacak çok şey yapılıyor..
Güneş enerjisi ile çiftçiye bedava enerji veriliyor..
Türel, Akaydın gibi “bedava elektrik” sözü verip de yan çizmiyor, yapıyor..
“Köy yolları bir bir asfaltlanıyor.. Türkiye’de işi-benzeri olmayan bir tesis kuruldu çöpten enerji elde ediliyor.. Türkiye’nin en ucuz suyunu arzediyor.. Arıtma tesisleri ile sahiller tertemiz kalıyor.. Dikkat edin artık yağmurlarda kent sular altında kalmıyor.. Sosyal tesislerle kadınlar ve sporcular için ‘pozitif ayrımcılık’ yapılıyor.. Engelli vatandaşların hayatı alabildiğine kolaylaştırılıyor/eğitim imkanı sağlanıyor.. Onbinlerce kadın-erkek-çocuk ASMEK’lerde meslek sahibi yapılıyor.. Geçit vermeyen uçurumlara köprü yapılıp mahalleler birbirine bağlanıyor.. Dönüşümlerle kent merkezinde cazibe alanları oluşturuluyor/yepyeni kentler yaratılıyor.. Raylı sistemle toplu ulaşım daha kolay hale getiriliyor.. Sahiller güzelleştiriliyor/turizme kazandırılıyor.. Sokak hayvanlarına 24 saat ambulanslarla 5 yıldızlı hizmet veriliyor.. Kente kalite getirecek çok büyük projeler hayata geçiriliyor..”
Dahası var, ama bu kadarı bile başınızı döndürmeye yeter bence..
…
YÜZLERİ HİÇ KIZARMIYOR
Bunlara rağmen birileri çıkıyor, “Antalya hizmet almaya ne zaman başlayacak” diye sosyal medyada paylaşım yapıyor..
Bu kent için taş üzerine taş koymayan Akaydın döneminde bir tek kez bile böyle bir paylaşım yapmayanlara, “CHP’lilerin çıkarcı bölümü” ve arka bahçesi olan STK’lar dışında herkes “kıçıyla” gülüyor tabii..
…
Çok yakın zamana ait bir örnek vereceğim..
Bir-iki kez yazmak zorunda kaldım..
Kendilerine “çevreci” diyen bir grup, kurdukları bu gruba ne ad vermişler biliyor musunuz; “Konyaaltı ve Lara'da Liman Yaptırma, Boğaçay'ı Koru, Beach Park'a Sahip Çık”..
Adından da anlaşılacağı üzere, “Menderes Türel ve hükümetin Antalya’nın yararına olacak yatırımlarını yaptırmamak, engel olmak, oyalamak, geciktirmek” için özel olarak kurulmuş bir grup bu..
CHP’lilerle “aynı söylemleri” söylüyor ve paylaşıyorlar..
Ve bir de yüzleri kızarmadan, “biz çevreciyiz ve de yanlışa karşı çıkarız” diye konuşuyorlar..
Aynı şekilde..
Türel Boğaçayı Pojesi’ni dahi anlatmadan, CHP İl eski Başkanı Semih Esen müneccim(!)lik yapıyor, “Boğaçayı Projesi yanlış bir projedir, bu proje yapılmasın” diyor..
Anamuhalefetin meclis üyesi Recep Tokgöz, “körlerle sağırlar birbirini ağırlar” misali, Türel’e muhalif bir gazetenin “Salı Toplantıları”na konuk oluyor ve “Başkan Türel Antalya'nın DNA'sını bozuyor” diye açıklama yapıyor..
Asıl işi “eğitim” olan Eğitim-İş sendikası çıkıyor, “Boğaçayı Projesi’ni yaptırtmayacağız” diye eylem yapıyor..
…
Boğaçayı bir örnek..
Peki, bunların Türel’i takdir ettikleri/doğru buldukları bir çalışması/hizmeti var mı?
Yok, bulamazsınız..
Çünkü, kafa “istemezükçü” olunca, onlar için hiçbir hizmet “doğru” değildir..
…
DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN
Öte yandan..
Kendini “gazeteci” zanneden eski bir kültür müdürü, yukarıda sözünü ettiğim çevreci grupla ilgili yazdığım bir yazıyı eleştirmiş..
Daha o yazımın konusunu bile anlamaktan aciz bu arkadaşım, bana “çevreci kime denir”i anlatmaya çalışmış..
Yani; ben “kırmızı”yı anlatmışım, o bana “mavi”yi tarif ediyor..
Yanlışlık ve eksiklik olmasın diye “sözlük”ten aldığım tarif, belli ki bu kültür müdürünün işine pek gelmemiş..
Önümüzdeki günlerde bu arkadaşımız da ateşli bir “istemezükçü” olarak sık sık karşınıza çıkacak eminim..
…
İşte 2018 ve yerel seçimlere kadar bu tür kişileri eylemleri çok göreceksiniz..
Antalya’da yaşayanlar, bu tür siyasetçi ve STK’lara dersini vermelidir..
Hiçkimseye “iltimas” geçmeyin..
Hem yerelde hem de genelde, “Sezar’ın hakkını Sezar’a verin” yeter..
Yalakanın hakkı yalayana
Bu yazıda emperyalizme yalakalık kokusu var, ne yazık ki...
Doğaya zarar vermeyen doğa güzelliklerini YÖK etmeyen kısacası cennetimizi cehenneme çevirmeyen hizmetlere asla karşı değiliz aksine destekleriz Alanya’nın denizindeki Aytemiz dolfinini ve mahallesindeki dolum tesisini gördüğünüz zaman dudaklarınız uçuklar deniz sahil köy doğa güzelliğinin katliamı yapıldı izin verenler büyük ihtimalle bizim devletimiz değildir