Bugün sizlere, Başbakan’ın “yanıldığı” bir noktayı ve “CHP’nin Antalya İl Başkanlığı seçimlerindeki manzarasını” anlatmak istiyorum..
Merak ediyorum, bunları okurken gülecek misiniz ağlayacak mısınız?
…
KILIÇDAROĞLU “DERTSİZ”MİŞ
Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı Kırşehir ve Nevşehir il kongrelerinde CHP Genel Başkanı’na oldukça ağır sözler söyledi..
“Türkiye’de hayatından tek memnun olan adam Kılıçdaroğlu” dedi..
Ardından ekledi:
“Niye biliyor musunuz; dert yok, tasa yok, iktidar yok.. Konuş babam konuş, her gün bir şey yumurtluyor..Yalanın da bir endazesi olur be kardeşim..”
…
Bu noktada Başbakan’a itirazım var..
Bence Kılıçdaroğlu’nun çok büyük bir derdi ve tasası var; “koltuğunu kaybetme korkusu” yaşıyor..
Aslında bu korku Kılıçdaroğlu’nun değil, kendisini o koltuğa oturtanların korkusu..
Gerçi, baktılar O’ndan bir şey olmuyor, alternatif olarak Meral Akşener’i sürdüler sahaya..
Ama o da tutmayınca tekrar Kılıçdaroğlu’nu ele alıp, “insanları ikna edemiyorsan en azından kafalarını karıştır” diye tembih ederek, her gün farklı bir “yalan”la ortaya çıkarıyorlar..
Daha olmazsa “millete-devlete-devletin makam sahiplerine”hakaret ettiriyorlar..
Böylece..
1- Dikkatleri başka yöne çekip, “CHP’nin Genel Başkanlık” koltuğunu tartışmalardan uzak tutuyorlar..
2- Parti içinden “muhalif” bir ses çıkarsa, açık açık tehdit edip susturuyorlar..
3- Bu arada, il kongrelerinde “kurultay delegelerinin” kendisine kayıtsız-şartsız oy verecek kişilerden oluşması için genel başkanın güvendiği vekilleri günler öncesinden illere gönderiyorlar..
…
Bunlara rağmen Başbakan da çıkıp, “Kılıçdaroğlu’nun derdi yok, tasası yok” diyor..
Evet, Kılıçdaroğlu bu ülke ve ülke halkı için dertlenmiyor, ama o “koltuk derdi” nasıl bir dert biliyor mu acaba?
…
ANTALYA’DAKİ İL KONGRESİ
İşte Kılıçdaroğlu’nun “güvendiği” vekillerden biri de geçtiğimiz hafta boyunca Antalya’daydı..
Gerçi bu vekil Antalya’ya oldukça sık bir biçimde gelip gidiyor, seçildiği İzmir’den daha çok burada vakit geçiriyor zaten..
Ama, “kurultay delegelerinin belirlendiği il kongresi”nin özel bir yeri var..
Kılıçdaroğlu’na oy vermeyecek isimler kurultay delegesi olursa “facia(!)”yı düşünebiliyor musunuz?
Biri işaret edilmeli, işaret edilenin listesine “gereken delege isimleri” yazılmalıydı, bu da yapıldı..
Nitekim, bazı CHP’liler Ahmet Kumbul’un “il başkanı” olduğunu kongreden iki gün önce ilan ettiler, bunu da sosyal medyada paylaştılar..
Bunun bir “öngörü” olduğunu falan sanmayın..
…
Öte yandan..
Diğer illerde nasıl yapıldı bilmiyorum, ama CHP’nin Antalya il kongresinde “Tüzük” rafa kaldırıldı..
Kim diyor bunu?
40 yıllık siyasetçi Cemal Altan diyor..
Altan’a göre;
“CHP tüzüğü, il başkanının ve diğer organların çarşaf liste ile ve gizli oyla seçileceğini yazar..
Ancak blok liste 640 delegenin belli sayıdaki teklifi ve oyuyla kabul edilir..”
Ama..
Kongrede karar verilmesi gereken bu durum, kongreden iki gün önce başkan adayları tarafından belirleniyor..
Birlikten/beraberlikten, sosyal demokratlıktan ve en acısı demokrasiden bahsedenler..
640 il delegesinin kongrede özgürce karar verme haklarını, cuma günü ellerinden alıyor ve peşin peşin “blok liste” kabul edilmiş oluyor..
“Çarşaf liste” niye istenmiyor?
640 delegenin, büyük kurultay delegelerini belirlerken “istenen isimleri” sileceğinden veya listeye yazmayacağından korkuluyor..
Hani CHP demokrasi yanlısıydı, hani özgürlükçüydü?
…
“ANAMUHALEFET” OLABİLMEK
Pazar günü Antalya’da işte böyle bir il kongre süreci yaşadı Türkiye’nin “anamuhalefet partisi” CHP..
İster istemez şu soruları sormak zorunda kalıyorsunuz:
- Dört adayın, aldığı blok liste kararı tüzüğü çiğnemek olmuyor mu?
- Daha muhalefetteyken tüzüğü çiğneyenler, iktidar olunca yasa ve anayasayı çiğnemez mi?
- İktidar partisini sürekli olarak “hukuku çiğnemek”le suçlayan bir anamuhalefet partisinin “hukuku” hiçe sayan bu kongresini millet gözardı eder mi?
…
Anamuhalefet partisi demek, “iktidara en yakın parti/iktidar alternatifi parti” demektir..
Görevi, her konuda iktidarın “yanlış” yapmasını önlemektir..
Hukuka bağlı, adaletli/hakkaniyetli olacakları konusunda halka umut olmaktır..
Ülkemizin “sağlam” bir anamuhalefete ihtiyacı varken..
Bir il kongresinde bile, sırf “mevcut genel başkana oy verecek kurultay delegeleri seçilsin” diye tüzüğü (yani hukuku) çiğneyen, delegelere söz hakkı tanımayan, koltuğunu tartışmalardan uzak tutmak için ülke sorunlarını rafa kaldıran ve yalan üstüne yalan söyleyen bir genel başkanın partisi, halka umut olabilir mi?
Ne dersiniz?