Bu dünyada, bu k?tada, bu ülkede, bu kentte ya?ayanlar..
Önce ?kendini? bilecek..
?l Ba?kan?, il ba?kanl???n?..
Belediye ba?kan?, belediye ba?kanl???n?..
Siyasetçi, siyasetçili?ini..
??adam?, i?adaml???n?..
Esnaf esnafl???n?..
Gazeteci, gazetecili?ini..
Ve herkes ?kendi i?ini? yapacak..
?
Bunu yapmak kolay de?il, biliyorum..
Kendini bilmek için..
?nsan?n her ?eyden önce ?özgüven?e sahip olmas? gerek..
Özgüven?e sahip olabilmek için de ?bilgi birikimi?ne gereksinimi var..
Bilgi birikimi için de okumaya, dinlemeye, ö?renmeye..
Ama hepsinin ötesinde ?ele?tiri?ye tahammüllü olmas? gerek..
Özellikle o ki?i bir makam? i?gal ediyorsa..
Oturdu?u koltu?un gerektirdi?i özelliklere sahip olmas? gerek..
Hani, ?bir insan?n gerçek yüzünü görmek istiyorsan, ona bir makam ver? denir ya..
??te o misal..
Bunu hazmetmesi gerek..
?
Dünyada, Türkiye?de ve Antalya?da..
?Yerini hazmedemeyen? bir sürü ki?i var..
Özellikle Antalya?da, ?önce kendini, sonra i?ini bilen? kaç ki?i sayabilirsiniz bana?
?
Burada durup bir soluk alal?m..
Antalya n?n tan?m?n? yapmaya çal??al?m..
Antalya..
Do?al varl?klar? ve büyüleyici güzellikleriyle bir ürün..
Peki bu ürünün sat?lmas? için ?imaj?? ve ?markas?? ne olmal??
??te sorun bu..
Bu kente ve yöreye y?lda 8 milyondan fazla turist ak?yor..
Demek ki, al?c?s? var..
Ama, yeterli mi?
Cevap ?evet? olsayd?, burada ?Antalya?n?n makam i?gal edenlerini? tart??ma gere?ini duymazd?m..
Demek ki bir eksiklik, aksakl?k var..
Antalya, i?te bu sorunu çözmeli..
?
Birlikte irdeleyelim..
Antalya, incelmi? zevkleri olan bir belediye ba?kan?na sahipti..
Bu kenti müzik, resim, heykel, festivaller için kesi?me noktas? yapabilirdi..
Bunun için de elinden geleni yap?yordu..
Bunun ötesinde..
?Kentsel dönü?üm projeleri? ile Antalya?n?n yava? yava? çehresini de de?i?tiriyordu..
?yi de..
Ona yard?mc? olmas?, onun bu h?z?na ayak uydurmas? gerekenler neredeydi?
Onlar ne yapt??
Onlar..
Yukar?da da sözünü etti?im gibi, yerlerini hazmedememi? bir durumda birilerinin hatas?n? yakalay?p onun üzerinden siyaset yapt?, yerlerini garanti etmeye çal??t?..
Sonuç?
Hepsi kaybetti..
?
Biliyor musunuz..
?nsanlar ikiye ayr?l?r:
B?R.. De?eri yüksek insanlar..
?K?.. De?eri dü?ük insanlar..
?
De?eri yüksek insanlar..
Çal???rlar, üretirler, kendilerine-çevrelerine-ülkelerine ve bütün insanl??a katk?larda bulunurlar..
De?eri yüksek insanlar..
Bilgi, liyakat, erdem, etik, kalite, adalet gibi ?en yüksek iyi?leri ararlar..
Bu de?erleri benimserler, bu de?erlerin yayg?nla?mas? ve kurumsalla?mas? için çaba gösterirler..
De?eri dü?ük insanlar ise..
Kem gözlü insanlard?r..
Tembellik, aylakl?k, rehavet ve atalet içinde olmakla kalmazlar..
?Çekemezlik? gibi adi bir hastal?k içinde k?vran?p dururlar..
Çal??an ve üreten insanlar? engellemeye çal???rlar..
?
Biliyorum ki ?imdi, ?bu yaz?da kimi hedef ald???n?z? niye aç?kça yazm?yorsunuz? diye soracaks?n?z..
Bu sorunuza, ?air E?ref?in söyledi?i ?u sözlerle cevap vereyim:
?Bu yazd?klar?m, bütün de?eri dü?ük insanlara uygulans?n, numaras?z gözlük gibi kullan?ls?n diye isim belirtmiyorum..?
Ve inan?n..
Onlar kendilerini çok iyi biliyorlar..
?
Antalya?da..
Bu ?makam i?gal eden de?eri dü?ük insan? sorunu çözülmeden, bir ?marka? yarat?laca??ndan hep ku?ku duyaca??m..
Burada da herkese görev dü?üyor..
Ama önce karar verin:
Nas?l bir Antalya istiyorsunuz?
???????????????
Büyükler.. Ve küçükler..
80 ine merdiven dayam?? ya?l? baba, kendisini ziyarete gelen 45 ya??nda ve sayg?n bir i?i olan o?lu salonda oturuyorlard?..
Hal-hat?rdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sahbet ettikten sonra o?ul susmu?, ayr?lman?n sinyalini vermi?ti...
O anda..
Üzerinde oturduklar? sedirin yan?ndaki pencerenin pervaz?na bir karga kondu..
Ya?l? baba kargaya gülümseyerek biraz bakt?ktan sonra o?luna sordu:
?Bu ne o?lum??
O?lu ?a?k?n, cevaplad?:
?Bir karga baba..?
Ya?l? baba kargaya biraz daha bakt?ktan sonra yine sordu:
?Bu ne o?lum??
O?lu daha da ?a?k?n, yine cevaplad?:
?Baba, o bir karga..?
Karga hâlâ pervazda..
Komik hareketlerle ba??n? sa?a sola çeviriyor, ba??n? yan yat?r?yor, havaya bak?yor, sonra ba??n? yine onlara çeviriyordu..
Ya?l? baba üçüncü defa sordu:
?Bu ne o?lum?
O?lunun ?a?k?nl??? sab?rs?zl??a dönmü?tü..
?O bir karga baba..
Üç oldu soruyorsun..
Beni i?itmiyor musun?
Ya?l? baba dördüncü defa da sorunca o?lunun sabr? ta?t?..
Ve sesini yükseltti:
?Baba bunu neden yap?yorsun?
Tam dört defad?r onun ne oldu?unu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun..
Sabr?m? m? deniyorsun??
Baba, -yüzünde hâlâ bir gülümseme- yerinden kalkt?, içeri odaya gitti..
Elinde bir defterle döndü..
Bu bir hat?ra defteriydi..
Oturdu, sayfalar?n? kar??t?rd? ve arad???n? buldu..
Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfas? aç?k bir vaziyette defteri o?luna uzatt?..
Ve o sayfay? okumas?n? söyledi..
?öyle yaz?yordu:
?Bugün 3 ya??ndaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yan?ba??m?zdaki pencerenin pervaz?na bir karga kondu..
O?lum tam 23 defa onun ne oldu?unu sordu..
23 soru?unda da ona sevgiyle sar?larak, onun bir karga oldu?unu söyledim..
Rahats?z olmak m??
Hay?r!
Onun sorusunu masumca tekrar edi?i içimi sevgiyle doldurdu..?
?
K?ssadan hisse..
?htiraslar?m?z benli?imizi öylesine esir ald? ki..
Mutlulu?un en temel unsuru olan..
?Sevgi?yi ?sayg??y? da galiba unuttuk..