Ülkemizin en önemli organizasyonlarından biri olan Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yıl 60’ıncı yılında.
Biz Antalyalılar olarak, çocukluğumuzdan beri Altın Portakal Film Festivali’nin kortej gününü heyecanla beklerdik. Televizyondan gördüğümüz birbirinden ünlü sanatçıların yakınında olmak ayrı bir heyecandı. Festivalin kortej günü neredeyse bütün Antalyalılar cadde kenarlarında heyecanla sanatçıları beklemeye başlardık. Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Kemal Sunal, Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Müjde Ar, Erol Taş, Salih Güney, Coşkun Göğebakan, Sümer Tilmaç, Halil Ergün aklıma gelmeyen birçok ünlü yanı başımızdan geçiyordu, gerçekten büyük mutluluktu. Vatandaşlara karanfil atıyor, onlarla tokalaşıyor hatta sohbet ediyorlardı.
Tüm bu karşılıklı sevginin nedeni, onları büyük sanatçı yapan, vatandaşa olan saygılarından dolayı idi.
Sanatçıyı yücelten izleyicidir, halktır. Eski dönemin sanatçıları bunu çok iyi bilir ve her fırsatta halkın içinde olurlardı. Mahalle gezileri olurdu. Yoğun bir program içerisinde insanlarla sohbet güzeldi. Eskiler güzeldi yani. Evet, kortej Antalya halkı için çok önemlidir.
Bizler bizden olan, halkını sayan sanatçıyı severiz. Sıcak kentin sıcakkanlı insanlarıyız. Antalya Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür’ün kortej serzenişini destekliyorum. Festivalin onur ödülleri yine hak edene gitmiş. Jüri Başkanı ‘Hükümet Kadın’ Demet Akbağ’ın, “Ne kadar şanslı ki Antalya Türkiye’nin en önemli ödül töreni ve ödülü bu şehre mahsus sadece” açıklaması gerçekten çok önemliydi.
Bir kez daha Antalyalı olmaktan gurur duyuyor ve böylesi bir festivali Antalya’ya kazandıran ve günümüze kadar getiren bütün belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum.
Antalya Altın Portakal’ın bu yılki afişi Sonsuzluk. 60’ıncı yıla yakışır. Başta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek olmak üzere geçmişten günümüze emek verenleri, önemli festivale sahip çıkan Antalya’yı gönülden kutluyorum. Nice 60’lı yıllara.