Hafta sonu yapılan CHP Antalya il kongresi sonuçları bize, CHP’de oluşturulan değişim rüzgarının her geçen gün arttığını gösterdi.
Bu değişimin öncülerinden olan Grup Başkanı Özgür Özel’in bir anlamda zaferi kabul edilen Antalya il kongresinin sonucu, CHP içinde değişim isteyen tarafları da oldukça memnun etti.
Ancak…
Değişim kelimesini iyi anlamak ve okumak gerekir.
CHP içindeki değişimin genel başkanlık koltuğu ile direkt bağlantılı olduğunu sanmıyorum. Tamam, ilk adım oradan başlayacak gibi bir görüntü var ancak CHP dediğimiz parti, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren üstlendiği görev gereği iç organları ve dokusuyla Türkiye’nin en önemli partisi durumunda.
Şayet bir değişim olacaksa bu duruma herkes onay vermek zorunda, başta Genel Başkan Kılıçdaroğlu.
Parti içi muhalefet başka bir şey, köklü bir partinin alacağı önemli kararlardaki birlik ve beraberlik başka bir şey. Burayı iyi okumak gerekir.
Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra yaptığı bir konuşmasında genel başkan olarak, ‘gemiyi güvenle limana yanaştırmak’ ifadesini, ‘ben partinin başından ayrılmıyorum’ gibi algılayanlar oldu ki bu çok yanlış. Maalesef parti içinde bazı arkadaşlar bu durumu böyle anlıyor ve il başkanlığı sonucunu dahi, ‘zafer’ olarak nitelendiriyor.
CHP’nin, cumhuriyetin kuruluşundan itibaren üstlendiği misyonu iyi analiz edip ondan sonra konuşmak gerekiyor, aksi halde, ‘eskiciler, yeniciler’ gibi anlamsız bir taraftar grubu ortaya çıkar. Yani, yıllarca birbirlerine yoldaş olmuş, her durumda CHP’nin başarılı olabilmesi için fedakarlık yapmış partililer, kısır çekişme ile gönül verdikleri partilerine istemeden de olsa zarar verir.
Antalya il kongresi sonucu parti için oldukça önemli.
Eski milletvekili Nail Kamacı’nın seçim ile göreve gelmesi bana göre olumlu bir sonuç. Sayın Kamacı’nın birikimi, çalışkanlığı ve dürüstlüğü CHP Antalya teşkilatına çok katkı sağlayacaktır.
Sıcağı sıcağına zafer şarkıları söylense de CHP her zaman olduğu gibi birlik ve beraberliğini koruyarak, yoluna devam edecektir. Süreç olması gerektiği gibi işliyor.