Başlamak eylemiyle aranızı her zaman iyi ve diri tutun. Çünkü her şeye yönelik hareketlerimiz ve herkese doğru hamlelerimiz başlamak fiiliyle başlıyor. Başlamanın olduğu yerde başarmak ya da elde etmek ihtimal dahilindedir. Başlamanın söz konusu olmadığı yerde ateş de yoktur duman da yoktur.
Başarmak için, hedeflerimize ulaşmak için başlamadan olmaz. Niyetten sonra başlamak devreye girebilmeli. Vakit geldiğinde başlamak dile gelebilmeli. O yüzden başlamak başarmanın yarısıdır, derler. Böyle diyenler, bu niyetle yaşayanlar yerden göğe haklıdırlar ve başarmayı isteyenler de bunlardır.
Başlamak yahut başlangıç yoksa sona yaklaşmak veya sonuç da yoktur. Bu yazıyı yazmam için de benim de bir yazar olarak bir noktadan başlamam gerekti. Bir satır karaladım, o satırı başka bir satır izledi. Bir paragraf yazdım baktım yazının ortasına gelmişim. Tersi durumda davransaydım bu yazıyı yazmam, bu cümleleri okumanız mümkün olmazdı. Uzaklığı yakın etmek bizim elimizdedir. Sorunları halletmek çabamıza bağlıdır. Meseleleri çözüme kavuşturmak da gayretimizin sonucunda gerçekleşir.
Dolayısıyla başlamak bir işte etkili olmak için gereklidir. Başlamak, bulunulan yer ile varılan yer arasında köprü görevini görmektedir. Richard Evans’ın dediği gibi: “Herkes vardığı yere, bulunduğu yerden başlamak zorundaydı.” Çünkü bulunmak ile varmak arasındaki mesafeyi azaltan ya da sıfırlayan başlamak eylemidir. Başlarsan hedeflerine ulaşırsın. Başlamaya devam edersen başarıyı elde edersin. Başladığınızda yani kımıldadığınızda seni bekleyen hâllerin olumlu olumsuz yanlarıyla karşılaşırsın. Denemeden olmaz.
Önünüzdeki işleri başlayarak bitirebilirsiniz. Yolunuzdaki engelleri harekete geçerek bertaraf edebilirsiniz. Bir ev inşa etmek için öncelikle temelden başlamanız lazım. Zirvelere tırmanabilmeniz için aklınızdan geçenleri, geçmeniz gereken badireleri geride bırakmanız için bir noktadan başlamanız gerekir. Başlamak, başarmakla arkadaştır!