Sözü olan, sözü geçen, sözüne sadık kalan konuşmalı. Çok konuşmak, sesten yana gürültü yapmak maharet işi değildir. Kelimeleri sıralı bir şekilde söylemek, seni yetkin, bir sözünü belleten ve sözcükleri içinden geldiği gibi dillendirmek, seni uzman bir konuşmacı yapmaz. Beyan ettiklerin karşı kıyıda tesir etmeli, ağzından çıkanlar dolu olmalı ve boşluğa doldurmamalı. Düşüncelerin beyinleri sarsmalı. Hareketlerin ise temas ettiklerinde iz bırakmalı.
Eğitimi olan icraat yapmalı, bir insanı eğitmeli, geleceğe dokunmalı. Bir konu hakkında bilgisi olmayan içinden geldiği gibi ahkâm kesmemeli. Matematiği bilmeyen problem çözmede ön sıralara geçmemeli. Coğrafya hakkında bilgisi kıt olan ülkelerin özelliklerini doğruymuş gibi karşısındaki insana aktarmamalı. Eğitim meselesi ciddiye alınmalı, her şeyden önce öğrencilere değer verilmeli. Eğitimin bir ömür devam ettiğini hatırlayarak eğitime devam etmeli.
Yolu bilen yolculara rehberlik etmeli. Bir şehre ayak basmamış kendini gezgin biri aksettirmemeli. Bir kentin havasını solumayan o kenti başkalarına ballandıra ballandıra anlatmamalı. Okumak kadar gezmek de çok önemli bir hadisedir.
Sevmeyi bilen yüreğini her durumda ortaya koymalı. Üzen, ikide bir giden, kalp kıran, bir bardak suda fırtınalar koparan, severken beklenti içinde olanlar sevgi denilen güzel dünyadan uzak durmalı. Sıkıntı olduğunda kavga çıkaran, dert olduğunda arkasına bakmayan, acı meydana geldiğinde derman olmak içi çırpınmayan, birini seviyorum, demesin. Sevmek her yönüyle ciddi bir duygudur!
İnsanlığa yararı olabilecek, insanlığını geleceğini daima düşünen, huzurdan yana karar kılan, insanlığın selameti için uğraşan her zaman bir adım öne geçmeli. İnsanlığa zarar verme fikrinde olan bir zahmet insanlıktan elini bir an önce çekmeli.