Bilerek ya da farkında olmadan ne çok üzeriz. Ne çok haksızlık üstüne haksızlık yaparız. Bir sebep dahi yokken ne çok eziyet edici oluruz. Güzel güzel ve birlikte huzur içinde yaşamak dururken ne çok yaşamı yaşanmaz kılarız. Tabiatın nimetlerinden an an faydalanmak varken doğayı ne çok kirletiriz. Fikirleri can kulağıyla dinlemek mümkünken düşüncelere karşı ne çok ön yargılı davranırız. Tanımadan, etmeden ne çok yargılarız. Yürekten sevmeden ve emek vermeden ne çok terk ederiz. Vicdanın sesine başvurmadan ne çok hareket ederiz. Dünyanın kendimizden sayıp ne çok çok oluruz!
Oysa birinin gönlünde yer alırken o gönle eksik ya da fazla bir cümle olmamalıyız. Birinin canına dokunurken o canda parazit diye damar damar dolaşmamalıyız. Birinin gözüne girmişken o göze kara diken diye yerleşmemeliyiz. Birinin sözüne layıkken o kişinin her sözüne sakız diye yapışmamalıyız. Müsaade yokken birinin özüne, gerçek kimliğine dokunan olmamalıyız. İnsanların mahremiyetine saygıda kusur etmemeliyiz. İnsanlar arasında kendimizi sırdaş diye görürken menfaat yüzünden sırları ortaya dökmemeliyiz.
Oturaklı, ne dediğini bilen, ne söyleyeceğini akıl süzgecinden geçiren, kimle ne konuşacağını tasarlayan, nerede kimi temsil ettiğinin farkında olan olmalıyız. Yanında olanlara zarar veren, kalpleri kıran, çocukların yanaklarını üzen, sağlam yolları dağıtan, hayatları zehir eden, muhtacı rencide eden, fakiri sömüren olmamalıyız.
Meselelere dair laflarımız olsun lakin beyanlarımız, ağzımızdan çıkanlar her torbayı dolduracak şekilde kendimizi zorlamamalıyız. Konulara dair sözcüklerimiz olsun ancak her konuyu aynı kelimeyle ifade etmemeliyiz. Dünyada olup bitenlere kafalarımızı çevirelim ama olgulara dair kafalarımızı sabahtan akşama yormamalıyız.
Sadece önümüze bakan, sadece kendini düşünen, sadece ben diyen olmamalıyız. Ne bencil ne başını kuma sokan olmalıyız. Ne tam olarak yalnızlığa çekilen ne büsbütün herkese karışan olmalıyız. Biz her zaman, elimizden geldiğince ufku genişlerden, duygudaşlık kuranlardan olmalıyız!
Akan zamanla yürümeli, yağan yağmurda ıslanmalı, değişen havaya uyum sağlamalıyız. Alıp verdiğimiz nefesin hakkını vererek yaşamalıyız. Biz insana düşen insanca bir ömür tüketmektir.
Büyükler küçülürse. doktorun iyidir dediğine inanmayıp doktoru linç edersen.duygularınla ,kin(nefretinle)in,hareket edersen.evrensel yaşam hakkını düşünmezsen,bir anneye, bir çoçuğa it gözüyle bakarsan,üstüne basarsan, Antalya yı terk ettircem dersen, Söyleyeceğin varsa duyacağın var demektir.seçimlerinin arkasında durmalısın. Ben demeyi sevmem de Yörük devenin önüne eşek koyar,göç kafilesinin en önünde durur,lokomatif olur. Endeni etmecediin. Mevlam neylerse güzel eyler Vallahide güzel etmiş billahide güzel etmiş. Ibrahim Hakkı