Bakıyorum da çoğumuz evlerden gün boyu çıkmıyoruz. Çoğumuz kendini dört duvar arasına gereği yokken hapsediyor. Temiz havadan, dünyadan olup bitenden bihaber yaşıyor. Dışarıda olmamız gerekirken kapalı alanlarda kendimize yazık ediyoruz. Doğayla iç içe olmamız lazımken yalnızlıkla baş başa kalıyoruz. Kafa dağıtmak için uzaklara gitmiyoruz. Sıkıntılardan kurtulmak için emek vermiyoruz.
Ancak siz siz olun daima aynı şehrin tozunu yutan, aynı şehrin daimi müdavimi olmayın. Aynı mekânda yıllarca kalmayın. Aynı evde senelerce yaşamayın. Kendinizi sık sık dışarı atın.
Bazen bulunduğunuz şehri hemen terk edin. Sebep yokken de terk edin canla başla tutunduğunuz kenti. Hayat bulunduğunuz şehirden ya da ikamet ettiğiniz haneden ibaret değildir. Arada ayrılın evinizden veya kentinizden.
Çünkü ömür kısa. Güzellikler çok. Görülmesi gereken yurt fazla. Sahip olduğunuz imkânları, elinizdeki gücü değerlendirin.
Kabuğunuzdan çıkıp etrafınızdaki manzaralara kendinizi dâhil edin. Gördüğünüz ağaçlara, kedilere, böceklere selam verin. Yuva yapımı işinde olan güvercinleri alkışlayın. Kışa hazırlık yapan karıncalara saygı gösterin. Karşılaştığınız yeni insanlarla tanışıp muhabbet edin. İçinizden geçenleri birilerine gönül rahatlığıyla söyleyin. Tastamam suskunluğa gömülmeyin. Tamamen sessizliğe kendinizi teslim etmeyin.
Susmayın. Konuşmak için direktif beklemeyin. İçinizden geçenleri kelimelere içtenlikle dökün. Pısırık ve utangaç davranmayın. Neşeli olun. Mutlu olmak için çırpının. Hayallerinizin peşinde her zaman koşun.
Ve hareket hâlinde olun. Gayret edin. Çaba gösterin. Hayatı ve içindekileri sevin. Geleceğe doğru adım atmaktan çekinmeyin. Hedef yüksek bir dağsa o dağın zirvesine en kısa zamanda çıkın. Amaç huzursa o huzuru tatmak için uğraşın. Ama boş durup boşuna bir hayat omuzlayın.