Dünyanın malına mülküne dalmış bir neslin daimi temsilcileri olmuşuz ne yazık ki. Gözlerimize kaçan mal, sözlerimize karışan maddiyat olmuş. Hidayetten yoksun bir ömür tüketme eğilimindeyiz.
İsteklerimize, heveslerimize esir düşmüşüz. Canla başla bir evimiz olsun deriz. Ev olunca durmadan bir arabamız olsun deriz. Araba olunca bu defa bir yazlık evimiz olsun diye harekete geçeriz. Yazlık eve sahip olunca bu kez de ikinci araba derdine düşeriz. Bir kazanırken üç, iki kazanırken beş kazanmak için uğraşırız. Doymaktan yana bir duruşumuz maalesef yoktur. Fazlasını elde etmek için çaba üstüne çaba gösteririz.
Aslında maldan yana tok olmayı, yeter demeyi, daha doğrusu şükretmeyi bilmeyiz. Hep isteyen tarafta kalırız. Daima maddi kazanç peşinde koşarız. Maneviyat denilen dünyaya, gerçek huzura yönelmeyiz.
Manevi dünyanın lezzetlerinden faydalanmak için girişimlerde bulunmayız. Manen olanda bir ömür tüketmeyiz. Maddi dünyaya karşı manevi dünyamızı unuturuz.
Maneviyatı terk edip maddiyata sarılırken sağlığımızdan oluruz. Kalbimiz katılaşır. Ruhumuz hissizleşir. Canımız ikide bir sıkılır. Hayattan tat almayız. Yaşamaktan mutluluk tatmayız tam anlamıyla.
Karar bizim yine de. Ancak maddiyatla yol alanın ile maneviyatla devam edenin hayatı bir olmaz. Arzumuz ne? Maddi kazanç mı manevi kazanç mı?
Mehmet Çiçek yazılarını zevkle okuyorum çok güzel yazıyorsun kalemine sağlık önce kendinden çevrenden ve sonra diğerlerinden sorumlusun bu hayatta,maneviyat bilincinde olman beni çok duygulandırdı umarım yazdıklarını hayatına yansıtmanı ,hidayete ermeni bizde görür örnek alır takdir ederiz kalemine sağlık sevgiler Eda Akıllı