Hepi, topu üç saatlik park, ücreti tam 11 Türkiş lira..
Parayı alan Antalya Büyükşehir Belediyesi, ödeyen banim gariban vatandaşım.
Buyur şimdi buradan yak!..
5 yıldır hizmet adına vatandaş için hiçbir şey yapma. Bu yetmiyormuş gibi bir de soymaya kalk. Hiç itiraz etme ey belediye, ey Mustafa Akaydın!.. Bunun adı bana göre “soygun”dur.
Üç saatlik araç parkı için, 11 lira alınır mı be.
Yazık değil mi? Günah değil mi o vatandaşa?
Bak bunu bana gönderen vatandaş, “Bizi soyan Antalya Büyükşehir Belediyesi” diyor. Haksız mı?
Yahu “otopark” anlamında en pahalı yerler havalimanlarıdır. Orada bile bu kadar ücret alınmıyordur. Siz ne yapıyorsunuz?
Antalya’nın sokakları ellerinde fiş kesmek için cihazla gezen kişilerle kaynıyor. Bunların hepsi aynı ücret tarifesini mi uyguluyor.
Şayet böyle ise; Antalya Büyükşehir Belediyesi günde kaç fiş kesiyor? Vatandaşı bu rakamlarla ne kadar soyuyor.
Ey Akaydın!..
Göreve gelirken “100 bin kişiye iş sözü” verdin. Seçimden sonra “Bir sıfırı fazla yazmışlar. Ben 10 bin kişi demiştim” diye kıvırdın. Bende bu köşeden sana seslenip, “Sayın başkan, tamam 10 bin olsun. Bunu gerçekleştir, Cumhuriyet Meydanı’nda senden özür dileyeceğim” dedim. Sadece ben mi, bütün Antalya “10 bine” razı olup, bekledi. Bırak 10 bini, sen belediyenin mevcut işçilerinin maaşlarını bile ödemedin.
Bize verdiğin hiçbir sözü yerine getirmedin. Bunları unuttuğumuzu sanmış olmalısın ki; Seçim yaklaştıkça yeni bombalar patlatmaya başladın. Yine olmaz vaadler, yine afaki sözler..
“Bırak bu işleri, Devlet Su İşleri!..” derler sana hocam.
Bırak bu işleri de, sen şu otopark soygununu bari yapma.
Duy sokaktaki vatandaşın sesini de, 30 Mart’ta duyacağın sesin volümü belki biraz azalır. Bak vatandaşın gönderdiği fişin resmi de burada..
Belki inanmazsın diye koydum.