De demiştim dün.
Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel, gerek Antalya’nın merkezinde, gerek ilçeler, beldeler ve köylerde estirilen “yalan rüzgarı”nın bir “cahil cesareti” olduğunu söylemişti. Ancak ortada müthiş bir bilgi kirliliği ve yalanlar olduğu kesinlikle doğru olmakla birlikte, bu “cahil cesareti” değil. Çok bildik, çok tanıdık bir “seçim stratejisi”nin getirdikleri. Halkı kandırmak, yalan söylemek, aldatmak üzerine kurulu bir strateji.
Bakın sözlerine nasıl devam ediyor Türel; Bir vatandaşın yanına gelerek kendisine bir not verdiğini ve bu notta ''Büyükşehir sınırları içerisinde mahalle olan köylerde hayvancılık ile uğraşan çiftçilerin, mahalle içinde hayvanlarını bundan sonra mahalle dışında bir yere götürmek zorunda deniyor, bu doğrumu ?'' yazdığını ifade ederek; '''Köylerde bu hayvanları bundan sonra barındıramayacaklarmış, Külliyen yalan. Hem de yalanın daniskası. Niye biliyor musunuz arkadaşlar. Gene açıp okusalar o kanunu; yine bunların yalan olduğu açık bir şekilde ortaya çıkar. Değerli arkadaşlar bizim işimiz millet gücümüz millet. Ben bu topraklarda büyüdüm, bu topraklarda hizmet ettim ve bu topraklara defalarca geldim. Ticaret Sanayi Odası Başkanı olarak geldim, belediye başkanı olarak geldim, Milletvekili olarak geldim. Bugün de Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak üzere kucaklaşmaya geldim. Tabi ki bizim işimiz hizmet, gücümüz millet biz buralara defalarca geldik, defalarca geleceğiz. Buralara gelmeyi sanki marifet sananlar, şimdi seçim geldi ya gelecekler, sizlerin huzurunda sizlerden oy isteyecekler. Sizleri seçim geldi diye hatırlayacaklar. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın ödül töreninde kürsüye çıkan CHP adayı Akaydın, Büyükşehir Kanunu çıktıktan sonra köylelere gitmeye başladığını itiraf etti. Günaydın derler adama. Bugüne kadar aklın neredeydi derler.”dedi.
Türel’in dün bir kısmını, bugün devamını yazdığım sözleri bu şekilde. Belli ki, gittiği heryerde yalanları düzeltmeye çalışmakla uğraşmış. Bu durum için de, “Cahil cesareti” diyor. Ben öyle düşünmüyorum. Bu çok açık bir şekilde halkı kaldırmak üzerine kurulu ve 2009 yılında başarı yakalandığı için milletin tekrar kandırabileceğini düşünenlerin “yalanlar üzerine kurulu seçim stratejisi”dir.
Benim Antalyalılardan bir ricam var. Belli ki bu yalanların dozu 30 Mart’a kadar artarak devam edecek. Her türlü saldırı, her türlü pislik de yapılacak. Yapanların yanına kar olarak kalabileceği tek bir seçenek var. O da, bunlara kanıp sandık başına gitmiş olmaktır. Yani tıpkı 2009 yerel seçimlerinden önce olduğu gibi. Böyle yaptılar, her türlü yalanı söylediler, her türlü pisliği yaptılar, her çirkeflik yapıldı. Tümünün gerçekleri seçimden kısa bir süre sonra elbet de ortaya çıktı. Ancak kaybeden kim oldu? İşte bu sorunun cevabını asla unutmasınlar. Bu seçimden önce yapılacak her türlü pisliğin, her yalanın aslı elbet de ortaya çıkar. Ancak bu millet bir kez daha “Ah keşke” demek zorunda kalır mı? İşte bu o düzenbazların hesap yaparken, yanıldığı nokta olacaktır.
Ben Antalyalıların heba olan son beş yılı unutup da, yalanlara bir kez daha prim vereceğine inanmıyorum.