Ak Parti Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel’in ilçelerde yaptığı aday tanıtım toplantılarının bir kısmını bizzat, bir kısmını medyadan takip ettim. Birkaç yerde aynı açıklamayı yaptı Türel. ''Şimdi köy ve beldelerde inanılmaz bir yalan rüzgarı estiriyor, adeta yalan tufanı yalan fırtınası ile sizlerin aklını karıştırmaya çalışıyorlar. Bunlarda herhalde cahil cesareti var'' dedi. Asıl hedefi özellikle CHP Adayı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’dı. Ancak diğer rakiplerle ilgili öğrendiklerine de göndermeler yapıyordu ki ben de gittiğim ilçelerde ciddi bir bilgi kirliliği yaratıldığına şahit oldum.
Önce O’nun söylediklerini hatırlatayım. Türel; “Yeni Büyükşehir yasasıyla artık köy ve beldelerde büyükşehir imkanlarıyla hizmet edebilmek mümkün olacaktır. Bu çok önemli bir fırsattır. Ben bunu eski bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak söylüyorum. Bu Büyükşehir Yasasını, Başbakanımızla, arkadaşlarımızla birlikte yazan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Şimdi köylerde beldelerde inanılmaz bir yalan rüzgarı estiriyorlar, adeta bir yalan tufanı, yalan fırtınası ile sizlerin aklını karıştırıyorlar. Bunların söylediğine göre; köylerde emlak vergisi alınıp, köylünün hayat şartları pahalılaşacakmış. Değerli arkadaşlar, okuma yazması olan bir ilkokul çocuğu bile bu kanunu açıp okusa, bizim yazdığımızı okusa, köylerde emlak vergisi alınmayacak hükmünü görür. Ama bunlarda herhalde cahil cesareti var. Bu yalanları nasıl uyduruyorlar anlamak mümkün değil. Köylerde bırakın emlak vergisini hiç bir vergi, harç hiç bir şey alınmayacak. Köyler bunların hepsinden istisna. Biz o kanunun içine ne yazdık biliyor musunuz? O kanunun içinde köyde yaşayan vatandaşlarımızın tarım ile ilgili çiftçilik ile ilgili hayvancılık ile ilgili her türlü hakkı aynen devam edecektir diyor. Bunu kanuna yazmışız. Diyorlar ki şimdi köylerde hayvancılık yapılmayacak. Ben ne diyeyim sana pes doğrusu.
Yani bu yalanlara inanmayın. Çünkü bunların hayatı yalan. İşte bedava elektrik dediler geldiler unuttular gittiler. Ben Büyükşehir Belediye Başkanlığını devraldığımda Türkiye'de suyun en pahalı kullanıldığı il Antalya'ydı. Seçimden önce söz verdim dedim ki % 68 suda indirim yapacağız. Geldik göreve bu indirimi yaptık. Bizi engellemeye çalıştılar. Çünkü onların vicdanlarında maalesef vatandaşlara zulüm var biz ise vatandaşların derdiyle dertlenen bir anlayışla devam ediyoruz. Bunu yapınca suda indirim yapınca, artık Antalya'da yatırım yapamazlar, Sudan gelir azalacak dediler. Ne oldu ? Suyu Türkiye'nin en ucuz suyu olarak kullanan vatandaşlar haline Antalya'yı getirdik. Yatırımlar da coştu. Demek ki iş bilenin, kılıç kuşananın. İsteyince oluyormuş. Sonra ne oldu? Biz görevi devrettik 2009'da. Görevi devrettiğimizde bizden önce suyu daha da ucuzlatacağız dediler. Biz Türkiye'nin en ucuz suyunu bırakmıştık Antalya'da ama, ucuzlatacağız diyenler; altı ayda zam üstüne zam yaptılar. Bugün Antalyalılar gene Türkiye'de suyu en pahalı kullanan vatandaşlar oldu. Onlar şimdi onun için geliyorlar seçimden sonrasının hazırlıklarını yapmak için köylerde hayat pahalılaşacak diyorlar. Onlara inanmayın. Biz geçmişte nasıl su fiyatlarını indirdiğimiz gibi, hayatı ucuzlaştırdıysak, köylerde de ilçede de gene bunların hepsini geçmişte yaptığımız gibi yaparız. Yalanla da, dolanla da milleti kandırmayız.''dedi.
O kadar çok mesele varki, yerim bitti. Yarın devam edeceğim. Ancak Türel’e katılmadığım bir noktayı bugünden yazayım. Yapılanlar “Cahil cesareti” falan değil. 2009 öncesinde de yaşanan çok bildik bir “strateji”nin getirdikleri. Bilerek, kasten, bilinçli olarak söylenen yalan siyaset stratejisi. Ve devamı da gelecek.