Siyaset de 24 saatin bile kimi zaman çok uzun olduğu ve hiç beklenmedik gelişmelere gebe olduğu lafı bir kez daha doğrulanıyor. Bugün Antalya’da özellikle CHP’yi ilgilendirecek yeni gelişmelere şahit olacağız gibi görünüyor. Şayet; Gece bir gelişme olmadıysa çok büyük bir ihtimalle Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen CHP’den istifa edip, DSP’ye dönecek. Birileri DP’yi de adres gösteriyor ancak bence aday olacaksa DSP dışında hiçbir yere gitmeyecek.
Peki Evcilmen bunu neden yapacak?
İşte bunun yanıtını Antalya’da çok sayıda insan biliyor. Çünkü; Evcilmen’e müthiş derecede bir baskı yapılıyor. Ve bu baskıyı yapan insanlar da kendini biliyor. Hiçbir siyasetçinin bu kadar baskıya dayanabilmesi mümkün değil. Bu baskıya bir şekilde dayanıp, aday olmasa bile, tepkinin devam edeceği de çok net görünüyor. Günboyu onlarca kişi ile görüştüm. Evcilmen’i sevenlerin önünde iki seçenek var. Ya O’nu bu baskı ile DSP’den aday yapacaklar yada aday olmaz ise tepki olarak, CHP için en iyi ihtimalle 30 Mart günü sandığa gitmeyecekler. Tıpkı Ertuğrul Dokuzoğlu’nun aday yapıldığı dönem gibi. Burası artık çok net. Herkes tarafından ve bizzat CHP’li önemli otoriteler tarafından kabul ediliyor.
Gözler Muratpaşa’ya çevrilmiş durumda ancak hesaba katılmayan Konyaaltı’da var. Orada da yakın zamanda ciddi sıkıntılar yaşanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Nitekim Ayhan Zor’un taraftarlarının tepkisi açıkça görünüyor.
CHP yaklaşan yerel seçimler öncesi kendi ayağına kurşun sıktı. Bunu ben değil, bizzat CHP’liler söylüyor. Bir parti ancak bu kadar akıl almaz biçimde intinar edebilir di, yapılanlar bunu gösteriyor.
Bekleyin, yakında 9 aylık bir öykü yazacağım. O öyküyü okuduğunuz zaman göreceksiniz ki; Aslında CHP kendi ayağına kurşunu son olaylar ile değil, çok önceden sıktı. Sıkılan o kurşunun acısı; Muratpaşa gibi hiç beklenmedik bir noktada yapılan hata ile gün yüzüne çıkmaya başladı. Aylardır yaşanan “aday belirleme süreci” o kadar ciddi hatalar ile sürdürüldüki; Hiçbir partilinin bu kadarına “evet” diyebilmesi, “ne yapalım” diyebilmesi mümkün değil.
Bugün Evcilmen DSP yoluna çıkarsa, hiç kimsenin eleştirme hakkı da olamaz. Çünkü; Evcilmen bir karar verirken, tek başına değil. Buna benzer durumlarla ilgili Türk siyasetinde sayısız örnekler var. Bir siyasetçi karar verirken, sevenlerini dikkate almak zorunda kalır ki burada görünen tablo çok açıktır. Mesele artık Evcilmen’den çıkmıştır. Ya dönüp, bu yoğun baskıyı uygulayan sevenlerine karşı çıkacaktır. Yada onların isteğini yerine getirecektir. Bir siyasetçinin bu boyut da baskıya karşı durabilmesi kolay bir iş değil. Bana inanmayan, istifa ederse neler yaşadığını kendisinden dinlesin.
Bu saatten sonra tek bir CHP’li çıkıp da, “Yanlış yaptı” diyemez, demez. Çünkü; Onlar meseleyi çok net görüyor. 9 aydır yaşananlar sadece Evcilmen’e değil, partinin daha onlarca önemli ismine dokuz doğurtu. Bu gerçeği de hiç kimse inkar edemez. Son hatalar olmasa, belki de bir çok kişi bağrına taş basıp, partisinin arkasında duracaktı. Fakat bu saatten sonra bunu söyleyebilmek de mümkün değil. Bu arada herkesin gördüğü bir başka net tablo daha var. O da, CHP içerisinde yaşanan bazı gelişmelerin aslında geleceğin dizaynı ile ilgili olduğudur. Bekleyin bakalım daha neler olacak?