Gelin önce “şark kurnazı nasıl olunur?” bir fıkra ile anlatayım.. Hep beraber gülelim, Antalya’nın ağlanacak haline..
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar.
İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur.
Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız
için bir işarettir" der.
Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla.
"Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir.
Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
"Sen içmeyecek misin?"
Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"
Kadının yaptığı tam anlamıyla “şark kurnazlığı değil mi?
Bizde de bu tiplerden çok var. Mesela; Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın bunun en tipik örneğidir.
Neredeyse her açıklamasında, attığı her adımda bir kurnazlık vardır. 5 yıldır sürdürdüğü belediye başkanlığı görevinde böyle gördük, böyle tanıdık.
Son örneğin faturası maalesef çok ağır. Kısaca hatırlatayım.
2008 yılında o günün Belediye Başkanı Menderes Türel, 100.Yıl Projesi için imza atar. Ancak koltuğu bildiğiniz gibi 2009 yerel seçimlerinde Mustafa Akaydın’a devreder. Akaydın’da halkın karşısına “100 yıllık hatadan dönüldü” sloganı ile çıkıp, projeyi bilerek, tasarlayarak ve kasten iptal eder. Bunun Antalya’ya faturasının çok büyük olacağını bile bile bu adımı atar. Ve gün gelir o projenin yüklenicisi Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden “yapılmamış bir iş için” bugüne kadar 30 trilyon lira tahsil eder. Sayıştay tarafından hazırlanan raporlarda “277 trilyon liralık bir tazminatın” da yolda olduğu ortaya çıkar. Sayın başkan bunları bile bile yaptı. Hiç kimse bana aksini iddia edemez. İddia eden varsa, daha hukuki adım atmadığı için bu sonucu doğuranların, 2009 seçimlerinden hemen önce bu paraları hak edenlerin hukukçusu olduğu kısmına gelmediğimizi hatırlatırım. Bekleyin.. Yakında en büyük “bomba”lar patlayacak. “O bombalar” patlayınca nemi olacak, fıkra gerçekten böyle mi sonlanacak? Şarabı içen elbet de bir gün bunun hesabını verecek. Ancak şarabı içiren en azından kendi düşüncesince “ben rahatım, polisi bekliyorum” diyor. Bakalım Antalya’ya yaşatılan bu kayıplar karşısında yaşanacaklar gerçekten böyle mi olacak?