Geçtiğimiz günlerde Twitter’da güzel bir soru ile karşılaştım. Soru aynen şu şekildeydi: “Yeni tanışılan bir kişiye Facebook hesabını mı, yoksa telefon numarasını mı vermek kişisel güvenlik açısından daha tehlikelidir?”
Cevap olarak, gerekmedikçe her ikisinin de verilmemesini tavsiye ederken sebeplerini köşemde açıklama sözü verdiğim için bu haftaki konumuzu bu soruya ayırmaya karar verdim.
Diğer sosyal ağları bir kenara bırakırsak, Facebook’u en genel ifadeyle içinde pijamalarınızla dolaşabildiğiniz evinize, Twitter’ı ise az önce bankta yanınıza oturan bir yabancıyla sohbet ettiğiniz parka, bir kahvehaneye hatta bir meyhaneye bile benzetebilmek mümkün. Çünkü Facebook’ta ‘arkadaş’ olarak adlandırılan takipçilerinizle sosyalleşirken, Twitter’da sizi açıktan ya da sessizce takip eden bir gruba hitap eden paylaşımlarda bulunursunuz.
O yüzden de, Facebook’un her fırsatta sizin özelinize yöneldiğini fark ediyor olmalısınız. Twitter ise elinden geldiğince “Şu kişileri de takip etmelisin” önerilerinde bulunarak sizi dış dünya ile enformasyon alışverişine itmeye çalışmaktadır.
Bu bağlamda düşündüğünüzde, bir parkta tanıştığınız yabancıyla en yakındaki kafeye gidip birer bardak çay içmek ne kadar doğal gelse de o kişiyi fotoğraf albümünüzü göstermek için evinize davet etmek de o kadar alışagelmedik bir durumdur.
Telefon numarası paylaşımına gelince, yerli yersiz telefon numarasını paylaşmaktan dolayı bir süre sonra numarasını değiştirme ihtiyacı hisseden çok sayıda gence şahit oluyorum. Telefon numarası paylaşma sonrasında istenmeyen SMS ya da WhatsApp mesajları ile huzursuz olan insanları hukuk bile çoğu zaman korumakta yetersiz kalıyor.
O yüzden de, ilk kez tanıştığınız insanlarla çok özel bir sebep olmadığı sürece iletişim için e-posta adresi paylaşmak pek çok istenmeyen olumsuzluğun da önüne geçebilecek bir çözüm olarak düşünülebilir.
Sevgiyle kalın!