Geçtiğimiz hafta üniversitemizden bir genç arkadaşımız sosyal medyanın toplumsal davranışlarımıza etkileri konusunda fikir danışmak üzere ziyaretime gelmişti. Ben de kendisine sosyal medyanın hayatımızı giderek artan oranda olumsuz yönde etkilemeye başladığını ancak bunun sorumluluğunun sosyal ağlardan çok kendimize ait olduğunu örneklerle izah etmeye çalıştım.
Sosyal ağlar başta olmak üzere İnternet tabanlı teknolojik gelişmelerin hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmasını tetikleyen etkenlerin başında fayda faktörü geliyor. Hayatımızı kolaylaştıran pek çok teknolojik yenilik mobiliteyi arttırırken hayatı daha da kolay hale getirdiği için çabucak benimseniyor. Bu yüzden de düşünsel becerilerden fiziksel yeteneklere kadar pek çok yetimizi de teknolojiye devrederek karşılığında konfor ve kolaylık satın almış oluyoruz.
Bunun yaygın etkilerini uzun vadede göreceğimiz konusunda herkes hemfikir. Cep telefonları ve baz istasyonlarının yanı sıra tüm dünyayı saran kablosuz ağların uzun vadede sağlığımıza verebileceği zararları yıllar sonra hissedebileceğiz. Mobil cihazların bilek, parmak, omurilik, göz vb. organlarımıza sebep olduğu etkileri yaşlarımız ilerledikçe daha da fazla fark edeceğiz ki orta yaş olarak adlandırılan kesim zaten bu etkileri hissetmeye başladı bile.
Ancak halihazırda hayatımıza girmeye başlayan bazı sorunlar var ki bunları gazetelerin üçüncü sayfalarında haber olarak okumayı kanıksadık bile. Örneğin, sosyal ağlarda yaşanan kavga, kıskançlık, iftira, ihanet, aşk vb. sebeplerden kavga, yaralama, cinayet, tecavüz, gasp, boşanma, insan kaçırma vb. adli vakaların sayısı giderek artıyor.
Daha da vahim olan bir sorundan bahsederek bu haftaki köşemi tamamlamak istiyorum. Sosyal paylaşımlar yüzünden yaşanan ve zaman zaman ölümle sonuçlanan kazaların sayısının artmaya başladığının farkında mısınız? Gazetelerden okuyorsunuzdur, geçtiğimiz yıl Çin’de başlayıp tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan bir uygulama var. Yolda yürürken bile cep telefonunu kullanmaya devam edenler için tıpkı bisiklet yolları gibi yürüme şeritleri oluşturuluyor. Böylelikle kaldırımda önüne bakmadan yürüyen sosyal medya bağımlılarının herhangi bir kazaya sebebiyet vermesinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Elbette yasak olduğu halde trafikte cep telefonu kullanan sürücüler için böyle bir çözüm söz konusu olamaz. Sadece sürücülerin değil, çoğu zaman motosiklet kullanıcılarının bile ellerindeki telefonu kulaklarına dayayarak tek elle hareket ettiklerine çok sık şahit olmaya başladık.
Daha önce ABD’de yayınlanan ilginç bir istatistiği tekrar paylaşmakta yarar var. 2015 yılında sadece 8 kişi köpekbalığı tarafından öldürülürken, özçekim yaparken öldüğü rapor edilen kişi sayısının en az 12 olduğu yönünde. Hatırlarsanız altı ay kadar önce Antalya’da iki genç akşam saatlerinde karayoluna uzanarak özçekim yaparken bir kamyon tarafından ezilip can vermiş, geçtiğimiz ay ise Bursa’da bir başka genç özçekim yaparken şelaleden yuvarlanarak ölmüştü.
Sosyal medyanın hayatımıza zarar vermek yerine renk katacak şekilde kullanılması dileği ile...
Sevgiyle Kalın!