Uzun zamandır paylaşmayı planlayıp bir türlü kaleme alamadığım ‘Pokémon Go’ adlı mobil oyun hakkında bir köşe yazmak istiyorum bugün. Özellikle gençler tarafından büyük rağbet gören bu artırılmış gerçeklik oyunu ülkemizin de arasında bulunduğu pek çok ülkede henüz resmen yayınlanmamış olsa da korsan versiyonu yaygın bir şekilde oynanmaya devam ediyor.
Oyun öyle yaygınlaştı ki, kısa bir süre içinde 1.6 milyar aktif oyuncuya ulaşan oyunun aktif kullanıcı sayısı Facebook kullanıcı sayısını bile aştı! Bunun sonucunda da, bir hafta içinde Nintendo şirketinin piyasa değeri yaklaşık %25 artışla 7.5 milyar Dolar’a ulaştı. Oyundan tek kazançlı çıkan Nintendo şirketi değil elbette. Örneğin, Apple şirketi IPhone’da iki yıl içinde oyunda kullanılan ‘PokéCoins’ler satarak 3 milyar Dolar kazanmayı hedefliyor.
Ayrıca oyunun yaratıcısı Nintendo şirketi oyuna alacağı reklamlar ve tıpkı FourSquare uygulamasında olduğu gibi sponsor işletmeler sayesinde önemli kazançlar elde etmeyi planlıyor. ABD’de T-Mobile şirketi oyun için ücretsiz İnternet bağlantısı sunarken, piyasaya çok sayıda Pokémon aparatı çıkmış durumda. Örneğin, canavar tespit edince uyaran bileklik, gece avlanma feneri ve oyun esnasında telefonu şarj eden poke topu bunlardan bazıları. Hollywood, oyunun ‘Dedektif Pikaçu’ adlı filmini çekmeyi planlarken girişimci bir genç tamamlamış olduğu 20 seviyeyi 100 Dolar’a satışa çıkarttı.
Peki, nedir bu oyunu bu kadar özel kılan özelliği diye sorarsanız, öncelikle oyunun mobil oyun sektörüne getirdiği yeniliğe değinmek faydalı olabilir. Öncesinde var olan başarısız örnekleri saymazsak, ‘Pokémon Go’nun konum servislerinden yararlanan ve hareketi gerektiren bir çeşit yön bulma, yani oryantiring (orienteering) oyunu olduğunu söyleyebiliriz. O yüzden de Forbes dergisinde vurgulandığı üzere obeziteye karşı savaşta faydalı bir oyun olduğunu ifade etmek yanlış olmaz. Oturarak oynanan diğer oyunların aksine sürekli hareketlilik gerektiren bu oyunun diyabet, depresyon, bel ağrısı vb. hareketsizlik sebebiyle oluşan pek çok sorun açısından da faydalı olacağı düşünülüyor.
Bu güzelliklerinin yanında bu oyunun oldukça ciddi sakıncaları da söz konusu. Bu sakıncaların başında kaza riski geliyor. Dünyanın pek çok yerinde polisler tarafından sokakta ‘Pokémon Go’ oyununun oynanmaması ya da en azından çok dikkatle oynanması konusunda uyarılar geliyor. Haksız da değiller aslında, hemen hemen her gün ciddi bir kaza haberi ile karşılaşıyoruz. Örneğin bu köşeyi yazdığım saatlerde Avustralya’da aracı ile Pokémon avına çıkan gencin bir okul duvarına çarptığı haberi vardı yabancı basında.
İlk günden beri basında yer alan Pokémon avı esnasında yaralanma haberlerinden bazılarını burada paylaşmakta fayda olabilir: Bir Pokémon avcısı merdivenden düşerek kendisini acil serviste buldu, iki genç 30 metrelik falezlerden denize düşerek yaralandı, araç kullanan bir kişi ağaca, bir diğeri ise polis aracına çarparak önemli hasara yol açtı, Pokémon avlamak için izin almadan çitleri atlayarak hayvanat bahçesine giren iki genç tutuklanırken, bir madende mahsur kalan dört ergen beş saat kurtarılmayı bekledi!
Oyunun sebep olduğu bir diğer problem ise gasp ve güvenlik sorunları olarak görülüyor. Gece geç saatlerde Pokémon avlayan iki genç kız bıçaklanarak gasp edilirken, bazı hırsızların online oyuncuları takip ederek ıssız noktalarda gasp ettiklerine dair raporlar mevcut. Ayrıca bir gece kapısının önünde bir araçta Pokémon avlamak için duran iki genci hırsız sanan bir adamın araçlarına ateş ettiği ve özel mülkiyete giren bir Pokémon avcısının av tüfeği ile vurularak yaralandığı biliniyor. Oyunun yayınlandığı ilk hafta bir nehir kenarında cansız bir insan vücudu bulan genç kız ise muhtemelen bu manzaradan sonra bu oyunu oynamayı bırakmış olmalı.
Oyunun bağımlılık yarattığına dair yeterli sayıda habere rastlamasam da 24 yaşında bir gencin profesyonel Pokémon avcısı olmak üzere işinden ayrılmış olması gerçekten enteresan bir durum. Tüm bunların sonuncunda, oyunun popülaritesinden yararlanmak isteyen bazı yardım kuruluşlarının Pokémon yarışmaları düzenleyerek bağış toplamaya çalıştığını da not edelim.
Japonya’da Yüksek Mahkeme adli kurumlara ait binaların oyunda yer almaması hususunda uyarıda bulunurken, Suudi Arabistan oyunun 20 yıl önceki geleneksel versiyonu gibi online versiyonunun da caiz olmadığına dair fetva verdi. Sadece Suud’lar değil, NASA da gelen sorulardan bunalmış olacak ki, uzayda astronotların Pokémon avlayamadığını, çünkü bilinen anlamda İnternet bağlantısına sahip olmadıklarını açıklayan bir bülten bile yayınladı!
Sevgiyle Kalın!