Antalya MHP’nin önemli isimlerinden biri olan Avukat Nizamettin Sağır geçenlerde sosyal medyada şu paylaşımı yaptı;
“Büyük davalar ilim, irfan, haya, edep, adalet ve vicdanla büyüktür. Değişim talebiyle Genel Başkan'a, Genel Başkanı koruma gerekçesiyle değişim talep edenlere yönelik yukarıdaki değerlere uygun olmayan, sokak ağzı kullanılarak yapılan tüm açıklamalar hepimizi özellikle de partimizi yaralıyor. Ne partinin Genel başkanına ülkücü değildir gibi ölçüsüz konuşun, ne de değişim isteyenlere hayvan diyerek hayvanlaşın. Ya edepli açıklama yapın ya da Allah rızası için susun.”
Milliyetçi Hareket Partisi tabanında ‘muhalefet’ hareketiyle birlikte baş gösteren bölünme ve kutuplaşmalar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası daha ciddi boyutlara ulaştı…
İş öyle bir noktaya geldi ki, mevcut parti yönetimini yani Genel Başkan Devlet Bahçeli’yi savunanlar ile ‘değişim’ isteyen muhalefet kanadını destekleyenler birbirlerini adeta ‘düşman’ ilan etti. Bunu sosyal medyada da net bir şekilde görüyoruz. Birbirlerini ihanetle suçlayanlar, ülkücü olmamakla itham edenler, hatta ağır hakaret ve küfürler havada uçuşuyor. Yakın zamana kadar birbirleri için canlarını vereceklerini söyleyenler, şimdilerde neredeyse birbirlerini boğazlamaya çalışıyor.
Sağır’ın paylaşımında vurguladığı gibi, birileri kalkıp MHP Genel Başkanı’nın ‘ülkücü olmadığını’ savunurken, bir başkası değişim yanlılarına ağır hakaretlerde bulunabiliyor…
Nizamettin Sağır işte bu olumsuz gelişmelerden ciddi derecede rahatsızlık duyduğu için böyle bir paylaşım yaptığını belirtiyor. Sağır, “Ben MHP yönetiminde değişiklik isteyen taraftayım. Ancak değişim istiyorum diye kalkıp MHP Genel Başkanı’na ‘ülkücü değil’ deme hadsizliğini de göstermem. Aynı şekilde değişim istiyorum diye bu davaya yıllarca hizmet etmiş, gönül vermiş biri olan şahsıma hakaret edilmesini de asla kabul edemem” diye özetliyor tepkisini.
Haksız mı?
Elbette değil.
Siyasette tabii ki farklı düşünceler, değişim istekleri olacaktır.
Olmalıdır da.
Sonuçta siyaset bir meslek değil, hizmet aracıdır. Dolayısıyla değişim her zaman söz konusu olabilir. Birileri gider, birileri gelir. Bunu husumet aracı yapmak, kan davasına dönüştürmek kimseye bir yarar sağlamayacağı gibi onulmaz yaralar açabilir.
Nitekim MHP’deki gidişat da günden güne içinden çıkılmaz bir hal alıyor. MHP tabanı şu an paramparça olmuş durumda. Nasıl toparlanır, nasıl yeniden bir araya getirilir bilmem ama her şeyden önce hakaretlere bir son verilmesi lazım. Çok hassas günler geçiren Türkiye’nin tek yumruk olmuş güçlü bir MHP’ye ihtiyacı var.
Parçalanmış, küçülmüş bir MHP’nin ne mevcut yönetime, ne de muhalefete bir hayrının olmayacağı gerçeği de asla unutulmamalı…
Sağlıcakla kalın..