İster günlerce konuşun, ister sayfalar dolusu yazın.
Karşınızdakinin anlayabileceği kadar anlatabilirsiniz…
Birileri hala yazdıklarımızı ‘farklı’ okumaya-anlamaya devam ediyor…
Bizim hayata bakış açımız belli.
Vatanın bölünmez bütünlüğü, ay-yıldızlı bayrağımız ve bu bayrak altında yaşayan, bu ülkeyi vatan bellemiş milletimiz bizim kırmızı çizgilerimiz…
Hangi şartlar altında olursa olsun bu çizgilerin geçilmesine müsamaha göstermeyeceğimizi defalarca yazdık, söyledik. Ülkemizi ilgilendiren her meseleye de bu zaviyeden bakıyoruz. Dolayısıyla değerlendirmelerimiz, yorumlarımız hep bu paralelde.
Hiçbir zaman bu ülkede her şey dört dörtlük demedik. Sorunların, sıkıntıların elbette farkındayız. Sonuçta bizler de bu ülkede yaşıyoruz. Bir emekli olarak emeklinin yaşadığı çileyi bizzat yaşıyoruz. Bir çalışan olarak çalışanın sorunlarına vakıfız. Toplumda giderek belirginleşen kutuplaşmadan, yaşanan terör olaylarından, siyasetteki kaostan, ticaretteki durgunluktan, tarımda, turizmde yaşanan olumsuzluklardan haberdarız ve mutsuzuz elbette…
Ama tüm bunlar yapılan iyi şeyleri görmemize engel değil. Doğru kabul ettiğimiz şeyleri alkışlamamıza engel değil. İşte bizi anlamamakta direnen kesimlerden farkımız da bu. Yapılan doğru bir şeye alkış tutmayı ‘yan-taraf’ olmak sayan zihniyetle aynı noktada buluşma olanağımız yok.
Biz, devlete olan saygımız gereği devleti yönetenlere –hangi kişi veya partiden olursa olsun- küfrü, hakareti içimize sindiremiyoruz.
Karşı düşünce, bunu marifet kabul ediyor…
Biz, bugün terör belasına karşı yürütülen savaşı sonuna kadar destekleyip kararlılıkla sürmesini istiyorken, karşı düşüncede olanlar, “Terörü bu noktaya iktidar getirdi..” suçlamasına sığınıyor…
Dün kardeş kuruluşumuz GazeteBir’den kardeşim kadar sevdiğim Alper Yılmaz, “Abi şu an mesele AK Parti-CHP-MHP meselesi değil. Milli olanlar ya da olmayanlar meselesi” mealinden bir ifade kullandı.
Durum aynen de budur…
‘Milli olma’dan kasıt, yukarıda zikrettiğimiz kırmızı çizgilerdir...
Yani önceliğine vatanını, milletini, bayrağını almaktır milli olma…
Hemen her yazımda siyasi anlayışın bu noktada benden çok uzak olduğunu ifade ettim. Milli menfaatlerimizin her şeyin üzerinde olduğunu/olması gerektiğini vurguladım.
Ve bu yüzden hep ‘birlikten, beraberlikten, tek yumruk olmaktan’ söz ettim. Bunu a partisi, b partisi istiyor diye değil, ülkemin, milletimin geleceği adına arzu ediyorum. Çünkü bugün yaşadıklarımız siyasetin çok çok üzerinde. Gün geçmiyor ki, bir şehit vermeyelim. Ateş düştüğü yeri yakar. Şehidi olan hane sayısı her geçen gün biraz daha artarken kimse kusura bakmasın ama siyaset benim umurumda değil.
Yaşanan bunca acıya rağmen meseleye hala siyaset gözlüğüyle bakanlar da öyle…