Gazeteci-yazar Sebahattin Önkibar, ‘Devlet Bahçeli Ve Ülkücüler Hakkında Her Şey’ adlı son kitabında, “Dedik ya, MHP’de artık dava, ideal, ülkü zarf; mazruf ise sadece hesap ve çıkar…” diye bir ifade kullanmış…
Son yıllarda Türk siyasetinde yaşanan gelişmelere ve bu gelişmeler içerisinde MHP’nin özellikle de Devlet Bahçeli’nin üstlendiği role bakınca Önkibar’ın bu tespitine katılmamak mümkün değil. Söz konusu kitabında Bahçeli’nin siyasi yaşamının en derinlerinden ilginç detaylar aktaran Önkibar, onun başına buyruk siyasetinin MHP’de nasıl sıkıntılara yol açtığını da gün yüzüne çıkarmış.
Hatırlanacağı gibi, bunlardan en önemlisi, Bahçeli’nin AKP’nin iktidara geliş sürecindeki tutumu. Bülent Ecevit Başbakanlığı’ndaki koalisyon hükümetinin ikinci ortağı olan Devlet Bahçeli, seçime 1.5 yıl kala ‘erken seçim’ istemiş ve 3 Kasım 2002’de yapılan seçimlerde AK Parti iktidara gelmişti. Bahçeli, aynı şeyi bir kere daha yaptı ve 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinin yolunu açtı.
Peki, partisinde liderlik vasfı taşıyanları bir bir tasfiye eden, tabandaki yoğun tepkilere rağmen bildiğinden şaşmayan Bahçeli bunları niye yapıyor?
Kimi çevrelere göre Bahçeli, Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek isteyen emperyalist güçlerin ortaya koyduğu projenin bir figüranı…
Yıllardır Türk siyasetinin önemli partilerinden birinin liderliğini üstlenen birisi için böyle bir tanımlama çok doğru gelmese de, bugüne kadar sergilediği tavır, kritik anlardaki kafaları karıştıran çıkışları ‘acaba’ dedirtmiyor değil…
“Bahçeli bir projedir” diyen çevrelerin iddiasına göre, şu sıralar AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ‘sarmaş dolaş’ görüntü veren Bahçeli aslında Erdoğan’ı değil eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü destekliyor…
Şaşırtıcı değil mi?
İddia sahipleri bu ilk bakışta kulağa absürt gibi gelen savlarını ise şöyle destekliyor;
AKP iktidara geldiğinde Başbakan Abdullah Gül’dü. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Devlet Bahçeli AKP’yi değil, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını destekledi. Yine son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Gül’ün Suudi Arabistan günlerinden bu yana en sevdiği hocası Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, Kemal Kılıçdaroğlu’na kabul ettirip, aday yaptıran da Bahçeli’ydi. Zaten Bahçeli’nin en önce Gül’e “Aday olun biz destekleriz” dediğini o dönem tüm gazeteler yazdı. Gül’e yakın İsmail Kahraman’ın TBMM Başkanı seçiminde de yine sahnede Bahçeli vardı…
Şimdi, Bahçeli’yle ilgili iddiaları bir tarafa bırakıp ittifak arayışındaki muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kulislerine bir göz atalım. Ana muhalefet partisi CHP’de henüz Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı belirsizliğini koruyor. Sosyal medyada ismi en fazla öne çıkarılanlardan biri Yılmaz Büyükerşen. Yaşı artık 80’i geçmiş Büyükerşen’in CHP tabanında ‘umut’ olarak görülmesi bile aslında ‘umutsuzluğu’ gösteriyor…
Kulislerde konuşulan bir diğer alternatif ise sağ tandanslı İlhan Kesici. ANAP’ta siyaset, DYP’de bürokratlık yapan, Demirellerin damadı ve muhafazar kesiminin saygı duyduğu bir isim. Mazisinde de öyle tartışma yaratacak bir durumu yok. Ancak CHP tabanında bir konsensüs sağlar mı bilinmiyor. Yine İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in tek aday olarak desteklenmesi yolunda bir eğilim de söz konusu…
Ancak CHP kulislerinde şu sıralar sıklıkla dillendirilen en dikkat çekici isim eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül…
Evet evet yanlış duymadınız. AK Parti kurucularından Abdullah Gül, muhalefetin umudu olmuş durumda. İttifak arayışındaki CHP, SP, HDP, DP ve İYİ Parti’nin bu isim üzerinde konuştukları, henüz bir mutabakat sağlanmamış olsa da bunlardan hiçbirinin ‘hayır’ demediği fısıltıları dolaşıyor. Zaten Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül’le gizlice buluştukları da deşifre oldu. Şimdi bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde aklımızda yine deli sorular oluşuyor. Bir bildiğim yok, sadece cevap arıyorum;
MHP Lideri Bahçeli aslında başından beri Abdullah Gül’ü destekliyorsa, bugün birlikte hareket ediyor görüntüsü verdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir katakulliye getirir mi mesela?
Yüzde 50+1 için yapılan ‘Cumhur İttifakı’ Erdoğan’ı oyuna getirmek için bir dümen miydi?
Atatürk’ü protesto adına Cumhurbaşkanlığı yemini sırasında frak giymezken, Kraliçe Elizabeth İstanbul’a geldiğinde frak giyen, Türk Ordusu’na yönelik Ergenekon kumpasına “Delillendirin” emriyle start verirken, PKK’yla yapılan ihanet açılımının da fikir babası olan Abdullah Gül’ün muhalefetin ‘umudu’ olmasının nedeni başka ne ola ki?..
Dedim ya, kafamda birikti deli sorular…
Hadi hayırlısı…