Terör örgütlerinin nihai amacı gelir elde etmek olmasa da faaliyetlerini finanse edebilmeleri mali kaynak yaratabilmelerine bağlıdır kuşkusuz…
Örgütlerin bu anlamda en önemli kaynağı, iplerini ellerinde tutan, bu günlerde ‘üst akıl’ denilen hakim güçlerdir elbette. Ancak terör örgütleri yasadışı birçok yolla da önemli gelir elde eder. Terör örgüt üyesi olmayan ve örgütle bağlantısı bulunmayan kişiler tarafından gönüllü olarak veya duyulan korku nedeniyle yapılan maddi yardımlar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar aracılığıyla toplanan bağışlar, örgütsel yayınlardan elde edilen gelirler, örgüt üyesi olan, üyelikten ayrılmış veya terörün finansmanı ile görünüşte bağlantısı olmayan kişilerce işletilen kuruluşlardan elde edilen kazanç buna örnek verilebilir.
Ayrıca konser, şölen, sergi ve gösteri gibi sosyal etkinlikler yoluyla da terör örgütleri yüksek meblağlarda para toplayabilmektedir. Adam kaçırıp fidye alma, etkili oldukları bölgelerde ‘vergi’ adı altında haraç kesme gibi başvurdukları yöntemleri de unutmamak lazım.
Fakat hiç şüphe yok ki, terör örgütlerinin en önemli gelir kaynağı kaçakçılık...
Uyuşturucu, tütün mamulleri ve insan kaçakçılığı başta olmak üzere terör örgütleri yıllardır bu yöntemle büyük paralar kazanıyor. Geçen bir yerlerde okumuştum, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce, 2013'ten beri düzenlenen operasyonlarda (2016 Mayıs ayı itibarıyla) 385 milyon 843 bin 837 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirilmiş.
Bunların tamamı da bölücü PKK örgütüne ait.
Daha iki gün önce Hakkari Yüksekova’da yapılan operasyonlarda 520 bin paket kaçak sigara, 5 bin 356 kilogram kaçak tütün ve 11 bin 296 kilogram kaçak çay ele geçirildi.
Yani demem o ki, yıllardır duyduğumuz ‘Terörle mücadele çok yönlüdür’ gibi beylik laflarını artık bir tarafa bırakıp önce terörün beslendiği kaynakları, hayat damarlarını kurutmak lazım. Hangi türü olursa olsun kaçakçılığı tam anlamıyla önlemek için sadece devlet güçleri olarak değil millet olarak da seferber olmak gerekiyor. Tamam devlet kolluk kuvvetleriyle elinden geldiğince önlemeye yönelik operasyonlar yapıyor, zaman zaman da köklü darbeler indiriyor ama bu yeterli değil. Vatandaşın da bu konuda hassas davranması gerekiyor. Örneğin, polis, jandarma operasyon yapıyor tonlarca uyuşturucu, sigara, tütün, çay vs. ele geçiriyor fakat bakıyorsunuz sokak aralarında kaçak sigara, çay, tütün satanlar cirit atıyor. Atması da normal çünkü alıcısı her daim mevcut. Birkaç lira ucuz diye insanlar nerede nasıl üretildiği dahi bilinmeyen bu ‘kaçak’ ürünlere rağbet gösteriyor. Aymazlık öyle bir hal almış ki, kaçak ürünler bazı semtlerde görünüşte farklı bir iş yapan küçük esnaf işyerlerinde dahi satılıyor. Örneğin bir ikinci el telefoncu, tezgah altından rahatlıkla kaçak sigara satışı yapabiliyor. Tütüncü dükkanları var son dönemde sayıları hızla artan. Buralarda da istediğiniz sigarayı çok çok ucuz fiyatlarla bulabiliyorsunuz…
Oysa kaçak sigara veya herhangi bir ürün için verilen her kuruş direkt bu ülkenin gençlerine kurşun olarak, bomba olarak geri dönüyor.
Dolayısıyla artık herkesin bu noktada bilinçlenmesi lazım.
Terörün hayatımızdan tam anlamıyla çıkması isteniyorsa, dökülen kanların, acıların sona ermesi isteniyorsa sağduyu sahibi her vatandaşın bu bilinçle hareket etmesi şart.
Kaçakçılığın terör örgütleri tarafından yapıldığı bilinmesine rağmen sırf birkaç lira daha ucuz diye kaçak ürünlere itibar edenler, bu mücadelede verilen her şehidin vebalini taşıdığını bilmelidir…