En son ne zaman bir kitabı okumak için girişimde bulunduk? En son ne zaman bir kitapta geçen dersler için kendimize çek-i düzen verdik? En son hangi vakit bir kitabı baştan sona satır satır okuyup ondan yararlanmaya çalıştık? En son ne zaman bir kitap almak için cebimizdeki parayı gözü kapalı harcadık?
Bu tür soruların cevaplarını çoğumuz verememektedir. Çünkü çoğumuzun kitapla ilişkisi yok denilecek kadar yok. Gerçeğimiz bu. Gerçek olan bu.
Maalesef insan olarak az kitap okumaktayız. Elinde kitap olanımız, kitapla haşır neşirliği devam edenimiz her geçen gün azalmaktadır. Bu azalma durumu her geçen gün artmaktadır. Ancak parmakları arasında sigara tutanımız nedense hiç azalmamaktadır.
Oku(n)maya verilen önem, ayrılan vakit maalesef yok gibi. Herkes bir telaş içinde hayatını devam ettirmekte ve amansız bir şekilde umut bağladığı geleceğini düşünmektedir. Herkeste bir yere yetişme telaşı ve derdi var. Çoğu insan geçinme derdiyle meşgul görünmektedir. Diğerleri de keyif üstüne keyif sürmektedir. Dolayısıyla her iki durumda da kitap yetim ve öksüz kalmaktadır. Yani hayatın olumlu veya olumsuz yanlarında kitap yine gündemde değil. Milyonlarca kitap raflarda veya masalar üzerinde öylesine yer kaplamış hâlde. Sayfalarını çevirip onlarla yoldaşlık kuran yok. Kitaplarla büyüyen bir nesil ya da kitapla alakalı bir insanlık yok.
Kitaba vermediğimiz değer yüzünden insanî ilişkiler tepe taklak olmuş vaziyettedir. Anlayışlı durumlarımız yerlerde gezmektedir. Birbirimize ve doğaya saygımız yok gibi. İnsan olarak birbirimize tahammül yok denilecek kadar az olmuş.
Oysa kitap okuyan insanın kimliği kesinlikle başkadır. Duyarlıdır her şeyden önce. Tabiata saygısı vardır. Uçan kuştan mutludur. Çalışkan karıncadan dersler alacak farkındalıktadır. İnsanlık görevinin bilincindedir. Ez cümle, okuyan insanla okumayan insan arasında evren kadar fark ve uzaklık vardır.