ATSO Başkanı Ali Bahar, geçen hafta basın toplantısı düzenleyerek kentin ana sorunlarını dile getirdi.
Basın toplantısına gitmedim, dediklerini basın açıklamasından okudum.
Konuyla ilgili değerlendirmeleri “Şifa Çiçek’in” yazdığı günlük yazıdan yeterli derecede aldım.
Aslında Şifa’nın yazısı yeterliydi ama kafama takılan bazı noktaları da irdelemeden ve sorgulamadan edemedim.
Bahar diyor ki, “Yabancıların aldıkları konutları turizm sezonunda vatandaşlarına kiralamasının, 'kiralık tatil evleri' sistemine yönelimin konaklama sektöründe 'kayıt dışı' ekonominin oluşmasına neden olmuştur…”
Sayın Bahar, 250 bin dolar verip konut alanın vatandaşlık aldığı ülkemizde, ev alan yabancılar neden evlerini ya da iş yerlerini kiraya vermesinler?
Kaldı ki, vatandaşlık almazsa bile konut satın alan yabancı uyruklular konut ya da iş yerlerini TC vatandaşları gibi kiraya verme hakkına sahiptirler.
Konu hakkındaki sıkıntı, kira işlemini yapan mal sahibi yabancının “vergisini” verip vermediğidir.
Liman Kavşağında emlak iş yeri açan bir Ukraynalı ile bunu konuştum.
Söyledikleri aynen şöyle;
“Ev veya iş yeri satın alan Ukraynalı ya da başka ülke insanlarının kiralama işlemlerinin çoğunu resmi kayıtlarla biz yapıyoruz.
Yaptığımız işlemlerin tümü yasal ve her kazanılan kira gelirinin vergileri veriliyor, çünkü sözleşmelerin tümü vergi dairesine iletiliyor.
Ancak buna rağmen yine de bazı kaçak kiralama işleri yapanlar da var ama bunların sayıları sanıldığı gibi az miktarda…”
Antalya’ya gelen turist sayısındaki azalmayı yabancıların kayıt dışı ev kiralama nedenine bağlarsak turizmin asıl sorununu göz ardı etmiş oluruz.
Söz konusu emlakçının dediğine göre; bir yılda kayıt dışı ve kayıtlı olarak bu türden kiralık evlere gelen yabancıların sayısı 150 bin civarında.
Sezon içerisinde 10-12 milyon turist ağırlayabilecek kapasitesi olan ve milyonlarla konuşan turizmin 150 bin kişiden dolayı ciddi bir gelir kaybına uğraması söz konusu bile değildir.
Bu türden kaçakları önlemek için bazı sınırlamaların ve zorlayıcı önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Başkan Bahar, yabancıların apart ya da bağımsız konutunu kiraya verebilmesi için apartman sakinlerinden muvafakat alınması önleminden söz ediyor…
Bu son derece yanlış bir uygulama.
İktidar, 250 bin dolar vererek emlak satın alan yabancının vatandaşlığa kabulü için aldığı konutun sakinlerine “bu yabancının konut almasına muvafakat ediyor musunuz” diye soruyor mu?
Aslında konuyu biraz daha açarsak ülkemize yerleşen 10 milyon mültecinin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik hayatımıza neleri getirdiğini, neleri götürdüğünü, imparatorluk bakiyesi olan ülkemize önümüzdeki on yıllarda nasıl etkilerinin olacağını sorgulamak gerek.
Yabancı dediğimiz mültecilerin ya da vatandaşlık almış yabancıların Başkan Bahar’ın sözünü ettiği kayıt dışı ya da içi konut kiralama işlemi bu sorgulama işlemi içerisinde cim karınında bir nokta kadar önemsizdir…
Antalya’da yerleşik yabancıları ve mültecileri toplumsal anlamda entegrasyona almaksak asıl sorunlar o zaman başlayacaktır…