Geçen iki yazımda AK Parti ve CHP’nin olası Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını ve bu adayların avantajları ile dezavantajlarını yazmıştım.
Söz konusu adaylar “AK Parti’de Menderes Türel ve Hakan Tütüncü, CHP’de Muhittin Böcek, Ümit Uysal ve Mehmet Hacıarifoğlu…”
Bu beş adayın birisi önümüzdeki dönem Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kentimizi yönetecek.
Bunun hangi partinin adayı olacağını şimdiden kestirmek ve işaret etmek çok zor.
Çünkü yerel seçimler sadece partilerin yarışı değil, aday olan kişinin profilinin diğer partili ya da partisiz seçmen üzerindeki etkilerine bağlıdır.
Örnek olarak 1999 seçimlerini göstermekte fayda var.
“1999 genel seçiminde CHP baraja takılmış ve parlamentoya girememişti ama Antalya’da CHP’nin Büyükşehir adayı Bekir Kumbul, temsil ettiği profille CHP’li olmayan seçmenlerin oyunu alarak seçimi kazanmıştı.
Keza 2009’da Mustafa Akaydın’ın ve 2019’da Muhittin Böcek’in temsil ettiği profillerle CHP’li olmayan seçmenin oyunu alarak seçim kazanılmıştı.”
Ama biz yine de henüz adaylar belli olmadan partilerin Mayıs 2023 genel seçiminde aldığı oylara göre bir değerlendirme yapmaya çalışalım…
AK PARTİ
AK Parti’nin adayı aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın adayıdır.
Mayıs 2023 genel seçiminde AK Parti’nin aldığı yüzde 29, MHP’nin aldığı yüzde 11 oy oranı Cumhur İttifakı’nın toplam yüzde 40 oy oranında olduğunu göstermektedir.
Yani kabaca bakarsak, AK Parti’nin adayı kim olursa olsun seçim yarışına yüzde 40 oy oranı ile başlıyor diyebiliriz.
Soru şu; Cumhur İttifakı yerel seçimde bu oy oranını koruyabilecek ve hatta üzerine koyabilecek midir?
Genel ekonomik bunalım, hatta AK Partili seçmenin bile yaşadığı ekonomik sıkıntılar kendi seçmeninde tepkilere yol açabilir, başka partiye gitmese bile sandığa gitmeyerek tepki verebilir.
2023 Mayısında yapılan cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinde muhalefetin “tencere iktidarı götürür” tezi AK Partili seçmen nezdinde tutmamış ve son anda bile olsa sandığa giderek partisine ve Erdoğan’a oy vermişti.
Ama yine de sıkıntılar nedeniyle yüzde 40 oy oranında nisbi olarak birkaç puanlık düşüş beklenebilir.
İşte tam da bu noktada aday profili devreye girer, tepkili olan kendi seçmenini bir kez daha ikna edebilir.
AK Parti adayının avantajı, Muhittin Böcek döneminde yaşanan sıkıntılı ve çözülemeyen sorunları kaşımak olacaktır.
Dezavantajı ise, seçmenin yaşadığı ekonomik dar boğaz ve yaşamını sürdürmedeki zorluklarıdır.
Kanımca AK Parti adayı, bu seçimde oy oranının üstüne bir şey koyamasa da yüzde 38 ila yüzde 40 arasında tamamlayarak seçimi önde bitirecek gibi görünüyor.
CHP
2019’da Muhittin Böcek ile yüzde 50 oy alarak seçimi kazanan CHP, bu seçimde aynı şansa sahip değil.
O seçimde alınan oylar sadece CHP’nin değil, Millet İttifakı’nın toplam oyuydu.
Bu seçimde Millet İttifakı ya da başka bir ittifak (şimdilik) görünmüyor.
Diğer bir ifade ile CHP adayı Mayıs 2023 genel seçiminde aldığı yüzde 32 ile yarışa başlayacak.
Şu andaki tabloya göre; Cumhur İttifakı’nın yüzde 40 oyuna karşılık CHP’nin yüzde 32 oyu var.
CHP’nin işi çok zor.
Hem yüzde 32’yi koruyacak, hem de 8 puan farkı CHP dışı seçmenden alarak farkı kapatıp üstüne de birkaç puan koyacak.
İlerleyen süreçte eğer herhangi bir gelişme olmazsa yapılan açıklamalara göre İYİ Parti, HEDEP (Emek ve Özgürlük İttifakı), Saadet+Gelecek Partileri Büyükşehir için aday çıkaracaklarını açıkladılar.
Yani bu partilerin seçmeninden oy almak oldukça zor görünüyor.
İşte tam da bu noktada CHP’nin göstereceği aday profili devreye girmektedir.
Antalya, geçmişinde Türkiye’nin en güçlü merkez sağ seçmeninin olduğu birkaç ilden birisiydi.
Zaman içerisinde kendisini temsil eden partilerin erimesiyle birlikte başta AK Parti ve İYİ Parti olmak üzere diğer sağ partilerde yer aldılar.
Antalya’da bugün itibarıyla merkez sağda olduğunu ifade eden seçmen sayısı yaklaşık yüzde 10-12 civarında.
“Nitekim 2019 seçiminde Muhittin Böcek, ittifak oylarına bağlı kalmadan, merkez sağın kanaat önderlerini toplayarak onlardan ciddi oranda oy almıştı.”
Katıldığım o toplantılarda bu kanaat önderlerinin çoğunun “hayatında ilk defa CHP’ye oy vereceklerini” ilan ettiklerini kulaklarımla duymuştum.
“İttifaksız seçime girecek olan CHP’nin AK Parti ile olan 8 puanlık farkını büyük ölçüde kapatacağı seçmen kitlesi 2019’da olduğu gibi yine merkez sağ seçmendir.”
Yukarıda belirttiğim gibi CHP’nin göstereceği aday profili işte bu seçmen kitlesine sıcak gelecek bir profil olmak zorundadır.
Ancak CHP’nin merkez sağ oylarla seçimi almasını düşünmek saflık olur.
Çünkü AK Parti’nin adayları da merkez sağa yakın ve onlarla sıcak iletişim içerisinde.
2019’daki konjonktürel hava bu seçimde henüz oluşmadığından merkez sağ seçmenin blok olarak CHP’li adayın yanında durmayacağını sanmıyorum.
Bu nedenle CHP’nin göstereceği aday profilinin ortalama yüzde 10 oy oranı olan “Emek ve Özgürlük İttifakı” ile de sıcak bir iletişim kurması zorunludur.
Ancak geçen seçimde ve seçim sonrasında HDP ile olan ilişkiler çok da verimli olmadığından, CHP adayı bu ittifakta aynı yakınlığı bulmakta zorlanacaktır.
SONUÇ
Eğer CHP, ilerleyen günlerde diğer muhalefet partileriyle göreceli ve lokal anlamda bir seçim iş birliği yapmaz ise bugünkü tablo ile Antalya Büyükşehir Belediye seçimini almaya AK Parti’nin adayı çok yakındır.
CHP dışındaki diğer muhalefet partileri dedikleri gibi aday çıkartırlarsa seçimi almak için yüzde 38-40 arası bir oy oranı yeterli olacaktır.
Bu da AK Partili adayın işini çok daha kolaylaştıracaktır.
CHP, seçime ittifaksız gireceğini hesap ederek “CHP dışı seçmen ittifakını, 1999 ve 2019’da olduğu gibi sandıkta yaptıracak bir aday profili tespit ederse 8 puanlık farkı kapatıp seçime ortak olur…”
Aday tespitini parti içi hesaplar üzerinden, sübjektif ve duygusal anlamda ya da vefa borcu ödeme yoluyla yaparsa elindeki belediyeyi güle/oynayan AK Parti’ye kaptırmış olur…