Antalya öyle bir hale geldi ki, bundan birkaç yıl önce sabah 07-09 saatleri arasında iş yerine ulaşmak, akşam da 18-20 saatleri arasında ise evine gidebilmek için adeta işkence denilebilecek bir yolculuk yapılıyorken şimdi günün hemen her saatinde bu işkence yaşanmaktadır.
Kısacası artık Antalya tıkandı.…
Özellikle ana arterlerdeki kavşaklarda öylesine araç birikimi oluyor ki birkaç yeşil ışıktan sonra yoluna gidebiliyor insanlar…
Özel araçları olanlara bu saatlerde yol almak ızdırap…
Ama toplu ulaşım araçları ile gitmek de ayrı bir ızdırap…
Kısacası, mevcut araç sayısı öylesine yoğunlaştı ki mevcut yollar artık bu yoğunluğa cevap veremiyor.
Trafiğe çıkan kayıtlı araç sayısı 1 milyon 361 bin …
Ve bu araç sayısına her yıl ortalama 75 bin araç ekleniyor…
Bu sayıya yabancı araçlar ve tatil için gelen araçlar dahil değil…
Ve böyle giderse 2-3 yıl içinde araç kullanmak mümkün olmayacak, şu anda yarı felç olan kent içi ulaşım felç olmak bir yana tam anlamıyla kötürüm olacaktır…
Öyleyse ne olmalı, neler yapılmalı?
Her ne kadar Büyükşehir Kanunu kent içi ulaşımla ilgili sorumlulukları Büyükşehir Belediyesine vermiş olsa da “Antalya’nın kent içi ulaşım sorunu siyasetler üzeri ve devletin doğrudan müdahale edeceği noktaya gelmiştir…”
Çünkü onlarca yıl önce Ulaşım Master Planı yapılamamış (yapılanlar da uygulanmamış) ve kentin 50 yıl sonrası ile ilgili bir ulaşım planlaması yapılmamıştır.
Haliyle her belediye başkanı kendi döneminde günü kurtarmak için birtakım palyatif tedbirler almış, radikal önlemleri almayı göze alamamışlardır.
Bu konuda bir tek Menderes Türel’i ayrı tutuyorum…
İlk döneminde radikal bir hamle yapmış ve seçim kaybetmeyi dahi göze alarak bugün “iyi ki bunlar var” dedirten çok sayıda alt geçidi kente kazandırmıştır…
Artık palyatif tedbirlerle bu sorun çözülemez noktaya gelmiştir…
Radikal çözümler yapılmalı…
Bunlar neler olabilir, diye sorduğunuzu duyar gibiyim…
Söyleyeyim:
Toplu ulaşımı geliştirip güçlendirmek. Bunun için ilk yapılması gereken Muhittin Başkanın da işaret ettiği gibi “Halk Otobüsleri uygulamasına son verilerek, tüm otobüslerin Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilmesi” gerekmektedir. Tüm halk otobüsleri Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınmalı ve yeni otobüslerle beraber sayı en az 1000 otobüse çıkarılmalı. Kamusal hizmet yine kamu kurumu tarafından yerine getirilmeli…
Hızla raylı sistem üretimine başlanmalı. Ancak mevcut raylı sistem projeleri hayata geçirilirken mümkün olduğunca yer altından ulaşımı sağlayan metro projelerine geçiş sağlanmalı…
Kent içinde raylı sistemin ulaşamayacağı ana arter kalmayacak şekilde planlanmalı…
İvedilikle trafiğin çok tıkalı olduğu Uncalı, Sampi Kavşağı gibi kavşaklara alt geçitler yapılarak trafiğin akışı hızşandırılmalı…
Her ne kadar palyatif bir önlem olsa da 100. Yıl Bulvarının güneyi denize kadar olan bölge araç trafiğine kapatılmalı… Sadece o bölgede oturanların araçlarının geçişine izin verilmeli…
Tüm bu önlemleri almak Büyükşehir Belediyesinin bütçesini çok aşar…
Yılda 10 milyar dolardan daha fazla ülke ekonomisine girdi sağlayan, Türkiye’nin 5. büyük kenti olarak devletin İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa gibi ilere yaptığı gibi bu alanda yapacağı yatırımları hak ediyor…
Antalya lı nankör bu layık.chp ile olmaz bu işler